![]() |
Lübnan-İsrail Savaşı Başladı | 12 Temmuz 2006
[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]
2006 İsrail-Lübnan Savaşı, Hizbullah'ın askerî kanadı ile İsrail Silahlı Kuvvetleri arasında Lübnan toprakları ve İsrail'in kuzeyinde, 12 Temmuz-14 Ağustos 2006 tarihleri arasında sürmüş olan silahlı çatışmadır. forumlar, genel forum sitesi forumadasi.com Kriz, Lübnan'da yerleşmiş Hizbullah örgütünün, 12 Temmuz 2006 tarihinde 2 İsrail askerini kaçırması ve 8'ini öldürmesiyle başlamıştır. Askerlerin kaçırılmasına ek olarak güney Lübnan'daki Hizbullah militanlarının İsrail topraklarına Katyuşya füzeleri ateşlemesi; İsrail tarafından Lübnan'ın bir savaş hareketinde ("act of war") bulunduğu şeklinde yorumlanmıştır. Bunun üzerine İsrail, Lübnan'a hava ve kara saldırıları yapmış ve ülkenin limanlarını denizden ablukaya almıştır. İsrail'in bu davranışına karşılık olarak Hizbullah, güney Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine yaptığı füze saldırılarını şiddetlendirmiştir. Bir aydan fazla süren çatışmaların ardından, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin aldığı 1701 sayılı karar uyarınca 14 Ağustos'ta taraflar saldırılarını durdurmuştur. İsrail, Lübnan'a uyguladığı ablukayı 7 Eylül 2006 yerel saatle 18:00'e kadar kaldırmayı taahhüt etmiştir. Litanni Nehri'ne kadar olan Güney Lübnan topraklarını işgal etmiş olan İsrail, Lübnan ve UNIFIL askerlerinin konuşlandırılmasına paralel olarak birliklerini geri çekmiştir. Krizin ilk günlerinden beri aralıksız süren İsrail saldırılarının 1.000'in üzerinde sivil Lübnanlıyı öldürmüş olması, İsrail'in uluslararası alanda çok ağır eleştirilere hedef olmasına sebep olmuştur. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Louise Arbour, kriz sırasında savaş suçlarının işlenmiş olabileceğini söylemiştir. Krizin başlaması İsrail ile Lübnan arasındaki kriz, İsrail'in kumsalda bulunan Filistinli ailelere ateş açması ile başlamıştır. Orta Doğu'da İslami militanlar ile İsrail arasındaki savaşın tekrar alevlenmesi bir ay kadar önce olmuştur. 9 Haziran'da İsrail'in Gazze Şeridi'ne yaptığı bir saldırıda aynı aileden sekiz kişiyi öldürmesi, Filistin'de iktidarda olan Hamas örgütünün İsrail ile yaptığı ateşkesi sonlandırmasına yol açmıştır. Aynı zamanda 2006 Gazze Krizi'ni başlatan bu olay başta İslam dünyası olmak üzere birçok kesimden tepki almıştır. Hizbullah'ın saldırısıİsrail'in saldırıları İsrail Hava Kuvvetleri, Hizbullah militanları ve liderlerinin bulunduğunu tahmin ettikleri bölgelere hava saldırıları yapmaya başladı. Ayrıca, Suriye ve İran'ın Hizbullah'ı desteklemesini engellemek iddiasıyla Beyrut ve çevresindeki altyapı tesislerine ve yollara saldırılar düzenledi. 13 Temmuz'da yapılan saldırılar sonucu Beyrut Havalimanı hasar gördü ve uçuşlara kapatıldı. Bunun yanı sıra İsrail uçaklarının dört haftayı aşan yoğun bombardımanı sonucunda Beyrut'ta ve çoğunluğunu Şiilerin oluşturduğu köy ve kasabalarda 1000'den fazla sivil öldürüldü. Başta Beyrut'ta olmak üzere Lübnan'da büyük derecede maddi hasar meydana geldi. Hastaneler, yollar ve televizyon/radyo istasyonları da İsrail saldırıları sonucunda yıkıldı. Lübnan hükûmeti, Lübnan'da meydana gelen maddi zararın yaklaşık 2.5 milyar dolar civarında olduğunu söylemiştir. Saldırılarda ölenler arasında Lübnan'da bulunan yabancılar da bulunuyordu. Fakat, kısa bir süre içinde birçok devlet kendi vatandaşlarını deniz yoluyla tahliye etmiştir. Bu tahliyelerin çoğunluğunda Türkiye önemli roller oynamış, taşımacılık ve ev sahipliği yapmıştır. Buna karşın İsrail, Avustralyalıları taşıyan gemiye taciz atışları gerçekleştirmiştir. İsrail hava saldırıları sırasında Birleşmiş Milletler'e bağlı bir gözlemleme tesisi füzeler tarafından vuruldu ve 4 silahsız Birleşmiş Milletler personeli hayatını kaybetti. 25 Temmuz'da gerçekleşen bu saldırının sonrasında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, İsrail'in kasten bu saldırıyı gerçekleştirdiğini söylemişse de, İsrail bu iddiayı reddetmiş ve olaydan derin üzüntü duyulduğunu söylemiştir. Saldırıya rağmen Birleşmiş Milletler, ABD'nin veto hakkını kullanmasıyla İsrail'e karşı bir "kınama" kararı alamamıştır. Hizbullah'ın saldırıları İsrail'in ilk tepkisinden sonra açıklama yapan Hizbullah, ellerinde İsrail'i vurabilecekleri 13,000 füze olduğunu söylemiştir. Kriz boyunca Hizbullah tarafından, Güney Lübnan'daki mevzilerinden İsrail'in kuzeyindeki şehir kasaba ve köylere 3.970 roket fırlatıldı. Bu füzelerden bazıları İsrail'in orta kesiminde yer alan Hadera şehrine kadar ulaştı. Hizbullah'ın roket saldırılarında 40'ın üstünde İsrailli öldü. İsrail Savunma Bakanı Hizbullah'ın saldırılarının başlamasından sonra yaklaşık 1.000.000 sivilin ülkenin değişik bölgelerine yerleştirildiğini açıkladı. Hizbullah, Katyuşa füzelerine ek olarak İran yapımı Fajr-3 ve Ra'ad 1 füzeleri ile de İsrail topraklarını bombalamıştır. Ayrıca Hizbullah Rus yapımı tanksavarlar sayesinde dünyanın en iyi tanklarından biri olarak kabul edilen Merkava tanklarını vurmayı başarmıştır. Bu tanksavarlar ve daha birçok Rus yapımı silah savaşın Hizbullah lehine dönmesinde çok büyük bir rol oynamıştır. Bunlara ek olarak, İsrail donanmasının savaş gemilerinden biri olan Saar-5, radarla çalışan Çin yapımı C-802 tipi bir füzeye hedef olmuştur. Barış girişimleri Krizin başlangıcından beri birçok barış girişimi olmuşsa da çatışmalar ancak krizin başlamasından bir ay sonra durmuştur. Tarafların ateşkesin koşulları üzerinde anlaşamaması çatışmaların durmasını geciktiren en önemli unsur olmuştur. Hizbullah ve Lübnan, çatışmaların derhal ve koşulsuz olarak durması gerektiğini savunurken İsrail ateşkes yapılmadan önce bazı koşulların yerine gelmesi gerektiğini söylemiştir. İsrail başbakanı Ehud Olmert, kaçırılan İsrail askerleri iade edilmeden ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin aldığı 1559 numaralı karar gereğince Hizbullah silahsızlandırılıp Lübnan ordusu İsrail sınırına yerleşmeden ateşkes olmayacağını söylemiştir. 15 Temmuz'da Birleşmiş Miletler Güvenlik Konseyi, gündemine aldığı ateşkes çağrısını ABD'nin karşı oy kullanmasıyla reddetmiştir. Kriz, Roma'da yapılan; Suriye ve İran dışındaki Arap ulusları, Avrupa Birliği, ABD ve Rusya'nın temsil edildiği bir konferans ile çözümlenmeye çalışılmış olsa da bu konferans sonucunda taraflar arasında ateşkes sağlanamamıştır. Konferans sırasında Lübnan başbakanı Fuat Sinyora, kendi hükûmetinin hazırladığı ateşkes planını sunmuşsa da plan kabul edilmemiştir. AteşkesAteşkes sonrası Ateşkes kararınca hem İsrail, hem de Hizbullah saldırılarını durdurmuştur. Ancak İsrail hükûmeti uluslararası bir güç bölgeye yerleşinceye kadar Güney Lübnan'dan askerlerini çekmeyeceğini söylemiştir. Ateşkesin ardından Lübnan hükûmeti aldığı karar uyarınca ülkenin güneyine askerlerini sevk etmeye başlamış, ancak ordunun Hizbullah'ın silahsızlandırılması için kullanılmayacağını vurgulamıştır. Lübnan hükûmeti, güneye yerleştirilecek birliklerin 15,000 asker gücünde olacağını söylemiştir. Lübnan ordusunun yerleşmesiyle, İsrail işgal ettiği bölgelerden çekilmiştir. İsrail, Lübnan'a uyguladığı ablukayı ise 7 Eylül 2006'ya kadar devam ettirmiş ve bu tarihte yerel saatle 18:00'de kaldırmıştır. 19 Ağustos 2006'da İsrailli komandolar, ateşkese rağmen, Bekaa Vadisi'nin doğusundaki bir köye saldırı düzenlemiştir. Saldırı sırasında bir İsrailli asker ölmüştür. Saldırı, Beyrut hükûmetinden büyük tepki almış ve İsrail, başbakan Fuat Sinyora tarafından ateşkesi kararını ihlal etmekle suçlanmıştır. Suçlamaları reddeden İsrail, saldırının Suriye ve İran'dan Hizbullah'a sağlanmakta olan silahların taşınmasını engellemek için gerçekleştirildiğini söylemiştir. Barış GücüUluslararası Tutum ve Tepkiler Birleşmiş Milletler |
Saat: 12:38. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı kullanılmaktadır.