[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]

İç Hastalıkları (Dahiliye) Nedir?

İç hastalıkları, çocukluk çağını aşmış (genellikle 16 yaş olarak kabul edilir) bireylerin iç organ sistemlerinin sağlığının korunması ve hastalık halinde işlev bozukluklarının tanı ve tedavisi ile uğraşan bir tıp dalıdır. Eski adı dahiliyedir. İç hastalıkları (dahiliye) uzmanları kişileri hastalıklardan korunma konusunda bilinçlendirir ve yönlendirir.

Dahiliye Hangi Hastalıkları Tedavi Eder?

Genel dahiliye tıbbın tüm klinik branşlarına temel teşkil eden bir disiplindir. Sağlık kuruluşlarına başvuran hastaların büyük çoğunluğunun problemleri iç hastalıklarının ilgi alanına girmektedir. Bu hastalıkların başlıcaları:

• Genel sağlık kontrolleri (check-up)
• Üst solunum sistemi hastalıkları
• Enfeksiyon hastalıkları
• Hipertansiyon
• Şeker (Diyabet)
• Tiroid bezi hastalıkları
• Kan yağları (kolesterol) yüksekliği
• Karaciğer, safra kesesi ve mide gibi sindirim sistemi hastalıkları
• Akciğer hastalıkları
• Böbrek hastalıkları
• Kansızlık ve diğer kan hastalıkları
• Romatizma hastalıkları
• Kas iskelet sistemi hastalıklarıdır.

Dahiliye Yan Dal Alanları Nelerdir?

Bazı dahiliye uzmanları belli konularda ek eğitim alarak odaklanırlar. Bu konularda uzmanlaşırlar. Bu durumda ”yan dal uzmanlığı” almış olurlar.

Dahiliyeye bağlı yan dal uzmanlık alanları:

• Endokrinoloji ve Metabolizma (Hormon bozuklukları uzmanı),
• Gastroenteroloji (Sindirim Sistemi hastalıkları uzmanı),
• Geriatri (Yaşlı Sağlığı) uzmanı,
• Kan hastalıkları (Hematoloji uzmanı),
• İmmünoloji ve Alerji,
• Böbrek hastalıkları (Nefroloji uzmanı),
• İş ve Meslek hastalıkları,
• Tıbbi Onkoloji (kanser uzmanı)
• Yoğun Bakımdır.

Ne Zaman Bir Dahiliye Uzmanına Başvurmalıyım?

• Ağız kuruluğu
• Karın ağrısı
• Göğüs ağrısı (sol kol ile ilgili ağrılar )
• Mide ağrısı
• Sıklıkla idrara çıkma
• Gastrit
• Mide ekşimesi
• İshal ve kabızlık
• Tansiyon problemlerinde (buna bağlı baş dönmesi, kulak çınlaması, mide bulantısı, burun kanaması ve kalp ağrıları vb.)
• Aşırı terleme
• Kalp- Damar hastalıkları,
• Çarpıntı gibi yakınmalarda bir genel dahiliye uzmanına başvurulması gerekir.

devadijital

dahiliye hastalıkları

Anjina Pektoris

[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]

Anjina Pektoris Nedir?

Anjina pektoris terimi, kalp kası iskemisine (oksijensiz kalma durumu) bağlı belirtileri tanımlamak için kullanılmaktadır. Anjinanın sıklığı, şiddeti ve süresinde önemli değişiklikler olmaksızın haftalarca aynı karakterde ortaya çıkması durumunda bu tablo "stabil anjina = kararlı anjina" olarak adlandırılır. Özellikle miyokard oksijen tüketiminin arttığı durumlarda ortaya çıkar. Çevresel ve duygusal faktörlere bağlı olarak stabil anjinada da bazen belirtilerin özelliklerinde değişiklik olabilir.

Miyokard iskemi atakları bazen ağrısız olabilir. Bu durum "sessiz iskemi" olarak adlandırılır. Bazı kişilerde iskemi atakları her zaman sessiz olabilirken, aynı kişide anjinalı ve sessiz iskemi atakları birlikte de bulunabilir.

Anjina pektoris miyokard perfüzyonu ve miyokardın oksijen gereksinimi arasında dengesizlik olduğunda ortaya çıkar. Buna çoğu kez koroner arterlerin ateromatöz daralmaları neden olur. Koroner kan akımının miyokardın egzersiz veya stresle artan oksijen gereksinimini karşılayamaması için koroner arterlerdeki daralmanın en az %50-70 olması gerektiği kabul edilmektedir. Bununla beraber darlığın klinik önemi damar iç çapı yanında darlık sayısı ve uzunluğu ile de ilgilidir. Ayrıca özellikle egzantrik darlıklarda lumen çapı sabit olmayıp, koroner tonusundaki değişikliklerden etkilenebilir.

Koroner arter hastalıkları hakkında detaylı bilgiye Koroner Arter Hastalığı Nedir? sayfasından ulaşabilirsiniz.

Belirtileri Nelerdir?

• Göğüs ağrısı,
• Basınç, sıkışma, yanma şeklinde tarif edilen göğüste rahatsızlık hissi,
• Kollarda, boyun, omuz veya sırtta ağrı,
• Baş dönmesi,
• Halsizlik,
• Bulantı,
• Nefes darlığı,
• Terleme.

Nedenleri Nelerdir?

• Koroner arter hastalığı
• Kalp krizi (öncül belirti olabilir)

Kimlerde Görülür?

• Sigara içenlerde,
• Şeker hastalarında (diyabet),
• Yüksek kan yağları olanlarda (kolesterol),
• Yüksek kan basıncında (hipertansiyon),
• Ailesinde kalp hastalığı öyküsü olanlarda,
• Kadınlarda 45 yaş, erkeklerde 55 yaştan sonra,
• Hareketsiz yaşam tarzına sahip kişilerde,
• Aşırı kilolu kişilerde (obezite),
• Stresli bir yaşam sürenlerde görülebilir.

Anjina Pektoriste Tanı Yöntemleri Nelerdir?

- Dikkatle alınmış hastalık öyküsü tanıda çok önemlidir.

Yerleşim yeri: Ağrı çoğu kez retrosternal bölgede başlayıp her iki hemitoraksa, özellikle sol kol olmak üzere her iki kola, çeneye ve sırta, bazen göğüs, epigastrium, sırt veya kolda başlayıp göğüs ortasına yayılabilir.
Egzersizle ilişkisi: Anjina vakaların çoğunda egzersiz gibi miyokardın oksijen tüketimini artıran etkenlerle uyarılır ve istirahatle geçer. Duygusal durum da ağrıya neden olabilir. İstirahatte ağrı oluştuğunda koroner arter tonusu değişiklikleri, aritmiler veya kararsız anjina söz konusu olabilir.
Karakteri: Anjina genellikle ağrı, bazen baskı hissi, boğulma, tıkanma şeklinde tanımlanır. Şiddeti değişik olabilir.
Süre: Egzersizle oluşan ağrı istirahatle 1-3 dakikada geçer. Ağır egzersiz sonrası veya stresle oluşmuşsa daha uzun sürebilir.
- Miyokard iskemisi varlığı ve derecesinin fonksiyonel testlerle incelenmesi: Egzersiz testleri

- Koroner anjiyografi uygulaması: Koroner arter darlığının anatomik önemini göstermede en güvenilir yöntemdir.

Ne Zaman Doktora Gitmeliyim?

Göğüs ağrınız birkaç dakikadan fazla sürerse,
Dinlenmeyle geçmezse,
Kalp hastasıysanız, dilaltı ilacınızı almanıza rağmen göğüs ağrınız geçmezse,
Göğüste doluluk hissi, baskı, rahatsızlık hissi yeni bir belirti ise bir İç Hastalıkları uzmanına veya Kardiyoloji uzmanına başvurmalısınız.

devadijital

dahiliye hastalıkları

Astım

[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]

Astım, klinik olarak nefes darlığı ile karakterize, çoğunlukla alerjik nedenlere bağlı gelişen kronik bir solunum yolu hastalığıdır.
Astımda nefes darlığı ataklar halinde gelir ve özellikle geceleri hastayı uykudan uyandırabilir. Astım atakları arasında hastanın genelde nefes darlığı yakınması yoktur. Hastaların bir kısmında ise nefes darlığı sürekli bir hal alabilir. Öksürükle seyreden astım formaları da vardır. Özellikle geceleri gelen ve hastayı uykudan uyandıran öksürük olarak, eforla gelen öksürük yakınmaları olduğunda ise astım olarak düşünülür.

Astım İçin Hangi Doktora Başvurmalıyım?

Erişkin astım hastaları; İç Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları veya İmmünoloji ve Alerji uzmanlarından birine başvurabilir.

Astım Ataklarından Korunmak Mümkün Mü?

• Disiplinli ilaç kullanımı, düzenli doktor kontrolü ve doktor tavsiyelerinin yerine getirilmesi ile astım atakları iyi kontrol edilebilir.
• Astım hastaları düzenli olarak grip (influenza) ve zatürre (pnömokok) aşılarını yaptırmalıdır. Ağır viral enfeksiyonlar astım ataklarını tetikler.
• Astımı tetikleyen faktörlerden kaçınılmalıdır. Bunlar polenler, toz, hava kirliliği, sigara dumanı gibi solunum yoluna kolay giren ve atakları tetikleyen faktörlerdir. Alerjik astımda, hastalar alerji (deri) testlerini yaptırmalıdır. Alerjen(ler)i öğrenmeli ve alerjen(ler)den kaçınmalıdır.
• Yüzme, açık havada yürüyüş gibi akciğer kapasitesini koruyucu egzersizler yaşam tarzı haline getirilmelidir.
• Kilo kontrolü nefes darlığı açısından önemlidir. Kilolu astım hastaları nefes alıp vermede zorlanma yaşar.
• Sigara, pipo, puro vb. bırakılmalıdır.

Astım Komplikasyonları (İstenmeyen Durumlar) Nelerdir?

• Kontrol altına alınmayan astım iş ve/veya okula gidememe, depresyon ve/veya sık acil servise başvuruya bağlı olarak yaşam kalitesinde düşüşe yol açar.
• Kalıcı hava yolu darlığı ve uzun süre sonra Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) gelişimine yol açabilir.
• Zatürre, solunum yetmezliği gibi ek akciğer problemlerinin gelişimi,
• Bazı grup ilaçların uzun süreli kullanımına bağlı yan etkiler görülebilir.

devadijital

Hipertansiyon

[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]

Hipertansiyon Nedir?

En sık görülen kronik hastalıklardan biri olan hipertansiyon küresel bir halk sağlığı sorunudur. Hipertansiyon; kalp hastalıkları, inme, böbrek hastalığı, erken ölüm ve yeti yitimi gibi durumlarla ilişkili olup sağlık ve ekonomi alanında önemli bir yük oluşturmaktadır. Bununla birlikte hipertansiyon önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır.

Hipertansiyon İçin Hangi Doktora Başvurmalıyım?

Hipertansiyon hastaları, İç Hastalıkları veya Kardiyoloji uzmanlarından birine başvurabilir.

Hipertansiyonda İlaç Dışı Tedavide Neler Yapılmalıdır?

• Yaşam tarzı değişiklikleri: Toplum sağlığı açısından erişkin bireyin kan basıncı (KB) hangi evrede olursa olsun uygun yaşam tarzı değişiklikleri önerilir.
• İdeal vücut ağırlığı: Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde erişkin popülasyonun %64,9’unun normal vücut ağırlığının üzerinde olduğu (%34,6 fazla kilolu, %30,3 obez) bildirilmektedir. Hasta fazla kilolu ise uygun kiloya inmesi önerilmeli veya en azından kilo vermesi (ağırlığının en az %5–10’u kadar kilo kaybı) teşvik edilmelidir.
• Tuz kısıtlaması: Günlük sodyum alımı 2–2,4 g (5–6 g tuz) ile sınırlandırılmalıdır. Türkiye’de genel popülasyonda yapılan SALTURK çalışmaları günlük tuz tüketiminin oldukça yüksek olduğunu (15–16 g/gün) ve bunun hipertansiyon ile ilişkisini göstermiştir.
• Sağlıklı beslenme: Hipertansiyon hastalarının beslenmesinde ağırlıklı olarak sebze ve meyve, az yağlı besinler, tam tahıl, sebze kaynaklı protein ve haftada en az iki kez balık yer almalıdır. Çabuk tüketilen, işlenmiş ve aşırı yağ, rafine şeker ve tuz içeren yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
• Sigaranın bırakılması: Hipertansif hastaların sigara kullanmaması, kullanıyor ise mutlaka bırakması gerekir. Sigara bırakma kardiyovasküler riski azaltmada en etkili faktörlerden biridir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ≥15 yaş yetişkinlerin %31,2’si (yaklaşık 16 milyon kişi) halen sigara içmektedir. Sigara içme sıklığı erkeklerde (%47,9) kadınlardakinden (%15,2) daha yüksektir.
• Alkol kısıtlaması: Hipertansif hastaların alkol kullanması önerilmez. Eğer kullanıyorlarsa erkekler günde en fazla 20–30 g/gün etanol, kadınlar ise günde en fazla 10–20 g/gün etanol kullanmalıdır.
• Hareketli yaşam: Yaşa ve kapasiteye uygun şekilde düzenli aktivite veya spor yapılması tavsiye edilir. Genel olarak haftada en az 5 kez 30 dakikadan az olmayan bir aktivite yapılması önerilmektedir. Buna ek olarak gün boyunca da hareketli bir yaşam tavsiye edilir.

Hipertansiyon Komplikasyonları (İstenmeyen Durumlar) Nelerdir?

Tedavi edilmeyen hipertansiyonun en önemli sonucu kalp ve damar hastalıklarıdır. Kan basıncı yeterince kontrol altına alınamadığında ortaya çıkan diğer önemli sonuçlar şunlardır:

• Kalp krizi ya da inme, kalp krizi, felç ya da farklı sorunlara sebep olabilen arterlerin kalınlaşmasını ve sertleşmesini ortaya çıkartır.
• Kanda basıncın artması, kan damarlarında zayıflamaya ve şişmeye sebep olur. Anevrizma patlarsa hayati tehlike meydana gelir.
• Kalp yetmezliği, damarlarda oluşan basınçtan kaynaklı kanın pompalanmasını yapacak kalp kasında kalınlaşma olur. Kalın kastan kaynaklı kalp yetmezliği oluşur ve insan vücudunun ihtiyacını karşılamak için yeterli düzeyde kanın pompalanması meydana gelmez.
• Böbreklerinizde zayıflama ve daralmış kan damarı, organların normal şekilde çalışmasının önüne geçer.
• Gözlerde kalınlaşma daralmış veya yırtık damarlar, görme ile alakalı kayıplara yol açar.
• Metabolik sendrom sorunu vücutta meydana gelen metobolizma bozukluklarına işaret eder. Bundan dolayı diyabet, inme ve felç gibi ciddi durumlar gelişebilir.
• Bellekte sorunlar, kontrolsüz şekilde kanın basınç durumunun ortaya çıkması öğrenme, algılama ve hatırlama becerilerini etkiler.

devadijital

Dahiliye hastalıkları

Kalp Yetmezliği

[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]

Kalp Yetmezliği Nedir?

Kalp yetersizliği, kalp performansının azalması sonucu, kalbin doku ve organlara gerekli ve yeterli kanı gönderememesi sonucu ortaya çıkan klinik bir tablodur.

Sıklıkla kalp damar hastalığı, kalp krizi, yüksek tansiyon (hipertansiyon), kalp kapak hastalığı gibi kalp performansını bozan ya da kalbin iş yükünü artıran durumlar sonucu gelişir. Kalp yetersizliği genellikle ileri safhada saptanır. Konjestif kalp yetersizliği denen durumda akciğerlere, ayaklara, bacaklara ve bazı vakalarda karaciğer ve karın boşluğuna sıvı sızması (ödem) ortaya çıkar.

Kalp yetersizliği herhangi bir yaşta gelişebilir, ancak ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı artar. Toplumda, <65 yaş kişilerde görülme sıklığı %1 iken, 75-84 yaş arasında görülme sıklığı %7’ye, >85 yaşta ise %15’e kadar çıkmaktadır. 65 yaş üstü kişilerde en sık hastaneye yatış nedenidir.

Kalp Yetmezliği İçin Hangi Doktora Başvurmalıyım?

Kalp Yetmezliği hastaları, İç Hastalıkları veya Kardiyoloji uzmanlarından birine başvurabilir.

Kalp Yetmezliğinde İlaç Dışı Tedaviler: Yaşam Tarzı Değişiklikleri Nelerdir?

• Sağlıklı vücut ağırlığı sürdürülmelidir. Kalp yetmezliği hastasının, yakınma ve bulgularının kontrol altında bulunduğu dönemde, doktor tarafından belirlenmiş vücut ağırlığı düzeyini koruması önemlidir. Vücut ağırlığında kısa ve uzun dönemde meydana gelen değişmeler hastalığın seyri sırasında oluşabilecek kötüleşmelerin habercisi olabilir.
• Tuz alımının kısıtlanması bu hastalar için en önemli yaşam tarzı değişikliklerinden birini oluşturur. Normalde vücudun belirli bir miktarda günlük tuz ihtiyacı vardır. Ancak alınması gerekli günlük tuz miktarı çok azdır. Günlük tüketilen doğal yiyecekler az miktarda da olsa tuz içerir ve yiyeceklerde hiç tuz kullanılmasa da doğal yiyeceklerden vücudun günlük tuz ihtiyacı karşılanır. Bir başka ifade ile yiyeceklere eklenen tuz hemen hemen sadece damak tadı içindir.
• Sıvı alımının kontrolü: Tek başına tuz alımı fazlalığı vücutta sıvı tutulumuna neden olabileceği gibi tek başına alınan sıvı miktarının fazla olması da vücut sıvı miktarını artırıp kalp yetmezliğini kötüleştirebilir. Fazla vücut sıvısının atılabilmesi için kullanılan idrar söktürücüler doktor önerisi ve kontrolünde kullanılır. Fazla sıvı tüketimi ile atılan sıvıların yeniden vücutta birikmesine engel olunması için günlük alınması gereken sıvı miktarını geçmemeye özen gösterilmelidir.
• Diyette potasyum alımının düzenlenmesi: Potasyum vücut fonksiyonları için alınması gerekli olan önemli bir mineraldir. Günlük önerilen miktar normal diyetle zaten alınmaktadır. Ancak kalp yetmezliği için idrar söktürücü ilaç kullanılıyorsa, idrar söktürücü ilacın tipine bağlı olarak idrarla potasyum kaybı olabileceği gibi potasyum tutan idrar söktürücü ilaçlarla vücutta potasyum tutulumu da olabilmektedir. Potasyum kaybettiren idrar söktürücü ilaç kullanan olguların potasyumdan zengin gıdaları tüketmeleri tavsiye edilebilir. Muz, portakal, kuru erik, kayısı, soya, kavun, brokoli, ıspanak, domates ve patates potasyum içeriği zengin besinlerdir.
• Yağ ve kolesterol alımının azaltılması
• Diyabetik diyet
• Kalp yetmezliği bulunan olguların, günlük aktivitelerini belirgin şekilde kısıtlaması, evde hareketsiz bir yaşam tarzına bağlanmaları istenen bir durum değildir. Araştırmalar, kalp yetmezliği olan olguların hafif düzeyde ve doktorun önerdiği biçimde yapılan düzenli egzersiz aktivitelerinin yaşam kalitesini artırdığını ve kişilerin performansını koruduğunu göstermektedir. Günlük, belirli bir tempoda ve belirli bir sürede yapılan yürüyüşler yararlıdır. Daha düzenli ve sürekli egzersiz için kişinin beğendiği bir aktivite de seçilebilir. Yürümek, başlangıç olarak iyi bir aktivitedir. Çok soğuk ve rüzgarlı havalarda ev içinde benzer aktiviteleri yapmak daha uygundur. Zaten yürüyüş yapıyorsanız veya fiziksel olarak kendinizi iyi hissediyorsanız, bisiklete binmeyi veya yüzmeyi deneyebilirsiniz.
• Sigaranın bırakılması
• İş hayatı: İş hayatı hastaları canlı tutar ve depresyondan korur. Eğer hastanın çok fazla yakınması varsa veya bu yakınmalar nedeniyle hastaneye yatması gerekirse ilk önce çalışmak imkansız gelebilir. Bu nedenle tedavinin düzenlenmesi ve hasta kendisini iyi hissedinceye kadar iş hayatı ile ilgili uzun vadeli kararların verilmemesi uygun olacaktır.
• Cinsel hayat: Pek çok kalp yetmezliği hastası seks hayatlarının devamı konusunda endişelidir. Diğer başka fiziksel aktivitelerde olduğu gibi kendisini kötü hisseden, nefes darlığı belirgin olan veya göğüs ağrısı mevcut olan hastalar seks yapmamalıdır. Bunun dışında seks kalbiniz için zararlı değildir. Ağır yemek veya alkol alımı sonrası seksten kaçınmak gereklidir.

devadijital

dahiliye hastalıkları

KOAH

[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]

KOAH Nedir?

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), akciğerlerden hava akışının tıkanmasına neden olan kronik inflamatuvar (mikropsuz yangılı) ilerleyici bir akciğer hastalığıdır. Kronik bronşit ve amfizem (akciğerdeki hava keseciklerinin arasında duvar yırtılıp büyük hava keselerinin oluşması) KOAH terminolojisi içinde kabul edilir.

KOAH İçin Hangi Doktora Başvurmalıyım?

Erişkin KOAH hastaları, İç Hastalıkları veya Göğüs Hastalıkları uzmanlarından birine başvurabilir.

KOAH Tedavisinde Önemli Noktalar Nelerdir?

• Sigara mutlaka bırakılmalıdır.
• Tozlu ve dumanlı ortamlarda bulunulmamalıdır.
• İnhaler tedavisi denilen nefes yoluyla alınan spreylerin doktorun önerdiği doz ve şekilde kullanılması önemlidir.
• İlerlemiş hastalıkta oksijen tedavisi gerekebilir, önerilen sürede kullanılmalıdır.
• Koruyucu aşıların, grip ve zatürre aşısı gibi yaptırılması önemlidir.
• Düzenli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmeli, kilo almamaya özen gösterilmelidir.
• Düzenli doktor kontrollerine gitmek hastalığın kontrol altına alınması, alevlenmelerin yaşanmaması, daha kaliteli bir yaşam için önemlidir.

KOAH Komplikasyonları (İstenmeyen Durumlar) Nelerdir?

Sık alevlenmeler ve acil servis başvuruları,
Pulmoner arteriyel hipertansiyon (PAH) (detaylı bilgi için <PAH Nedir? sayfasına bakınız),
Sağ kalp yetmezliği,
Solunum yetmezliği,
Pnömotoraks (akciğerin bir tümünün veya bir bölümünün sönmesi),
Venöz tromboembolizm’dir.

devadijital

dahiliye hastalıkları

Kronik Böbrek Yetmezliği

[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]

Kronik Böbrek Yetmezliği Nedir?

Kronik Böbrek Yetmezliği (KBY); 3 aydan uzun süre ile glomerüler filtrasyon değerinde azalma sonucu böbreğin sıvı-solüt dengesini ayarlamada ve metabolik-endokrin fonksiyonlarda kronik ve ilerleyici bozulma olarak tanımlanabilir.

Üremi; KBY’nin neden olduğu tüm klinik ve biyokimyasal anormallikleri içeren bir deyimdir ve birçok kaynakta Kronik Böbrek Yetmezliği ile eş anlamda kullanılmaktadır. KBY, tıbbi yönünün yanı sıra hastaların sosyal, ekonomik ve psikolojik durumlarını da etkilemektedir.

Belirtileri Nelerdir?

• İdrar miktarında azalma,
• Bacaklarda, ayak bileklerinde ve ayaklarda şişme (böbreklerden yeterli sıvının atılamamasına bağlı olarak),
• Açıklanamayan nefes darlığı,
• Aşırı uyuşukluk ve yorgunluk,
• Sürekli hissedilen mide bulantısı (yiyeceklerden bağımsız ve ara vermeksizin; üre yükselmesine bağlıdır),
• Zihin karışıklığı (üre yüksekliğine bağlıdır),
• Göğüs bölgesinde ağrı ve basınç hissi,
• Havale veya koma en sık rastlanan belirtilerdir.

Nedenleri Nelerdir?

Böbrek taşları, genişlemiş prostat ve idrar yolunda kan pıhtıları mesaneyi kontrol eden sinirlere zarar verebilir ve idrara çıkmayı engelleyerek böbrek yetmezliğine yol açabilir. Bunlar haricinde;

• Diyabet (şeker hastalığı),
• Hipertansiyon (yüksek kan basıncı),
• Kronik glomerulonefrit,
• Polikistik böbrek hastalığı,
• Kronik taşlı piyolelonefrit,
• Uzun süreli böbreğe zarar veren ilaç kullanımı (nonsteroid antienflamatuar ilaçlar gibi) da KBY’ye yol açabilir.

devadijital