![]() |
SiyahSancaktaR Ve HayaT
Selamun Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatühü....
Bu aciz günahkar cahil de acizane bir şey karalamak istedi Haddi olmadan kusuru olursa affoluna Cahil halimizle elimizden ne gelirse Anlamayan-anlayamayan akıllar vardır..ama hiç görmedim ki, anlamayan gönül olsun.... Her gönülün anlayacağı bir dil vardır...Gönüllden gönüle ortak diller vardır... Bir temizlik işçisine "kolay gelsin" demek, gönlüne hitaptır..anlar o "dilimi" Sabahın erken saatlerinde ekmeğinizi almaya giderken, yoldaki yabancıya! "selam" demek, gönlüne hitaptır...anlar o... Frıncıya "teşekkür etmek" gönlüne hitaptır....anlar o....sokakta tabancasıyla oynayan bir çocuğa "ah!vuruldum" numarası yapmak, onun gönlüne dildir.. "Gönülden gönüle pencere vardır, konuşmadan da söylenecek söz vardır" sıcak bir tebessüm, samimi bir gözyaşı.... Gönüllere yol vardır, yollar gide-gide aşınmasa da o yolda "aşınmak" ne hoştur... Velhasıl kelam; insanlar vardır, hiç tanımadığımız insanlar...gönüller vardır çok tanıdık! Makbul olmaz bazen mürekkep yalamışlık, gönlün eşinde kalınmışsa... Ve işte, gönüllere bir kapı, gönüllere pencere... Ve işte "mürekkep lekesi" bacası tüten sıcak gönüllere, közlenmiş gönüllere, kül olmuş gönüllere, gonca gönüllere...."Yeter ki gönlünüz olsun" Gönüller hoş olsun... Hürmetlerimle... |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
BEN bana çok şey öğrettim...
Bunlardan bir çok mutluluklar, tatlar devşirdim... BENle amansız savaşlar yaşadım... Zaferleri yaşadım... ama bir çok yenilgilerde tattım. Kaoslar, çıkmazlar, tıkanmalar, acılar, hüzünler yaşadım. Mutluluklar ise sadece çok kısa ANlarda kaldı. Dünya, toplum, tarih zindanlarından hiçbiri bana BEN zindanından daha ağır, çetin gelmedi.. BENim BENden çektiğini kimseden çekmedi. |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
"bakışım sarfetmiyor içimdeki kederi.
bu rüzgâr ruhumun yabancısıymışım gibi durduğum bu rüya... hazır değilim oysa külümden bir gülle çıkmaya... yüküm yok sözümden başka..." |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
daha yeni yuttum göz yağmurunu
inan çok aşkım var sende bekleyen hüzün düşüyor iskeleden doğuda akşam ömrümü topARlasam bir vuslat etmiyorum hangi âşığa sorsam cevabı hazan leyla ihânet diyor mecnun imtihan |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Kendime giderken içimi dağıtmış biriyim
yani bıraktıklarınızla beslenen kuş bembeyaz karın üzerinde bembeyaz bir düş gelinciğin rengidir öyküm çığlığı martının baharını yutmuş kendinden çıkışlarını ihanetiyle geciktiren derviş bilirsiniz her dervişin zikrinde bir çocuk vardır haylaz ve her çocuğun uykusudur biraz da hüzün ellerimi yaktım su içerken yeryüzümde gökyüzü yaraları! bir savaş durumunun söz diziminde bütün korkularım rüyalarım bütün aşkın elifte kanayan yarası sırtımda bir başkasının duası İnni Küntüm Minezzalimin... |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Bi/çare
Sen sevdiklerini kollarsın, İbrahim gibi teslim olamasam da Sana gülşene çevir yangınlarımı, Eyyuba musallat olan kurtlar kalbimi kemirirken Yunus kulun gibi karanlıklarda bırakma beni, Dilim kendime zulmettimlerle inlerken Belki tutarsın diye kaldırıyorum kirinden utandığım ellerimi: Sensin Kadir, kudret Senin Sensin Rahim, rahmet Senden, Aziz Sensin, Ğafur Sen ve Ya Latif ! Ben bana yetemem, bana yet/iş lütfen |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Güzel mısralar emeğine sağlık...
|
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Alıntı:
|
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Alıntı:
Kendi kendine akarken bazı gönüllerde boşluk bırakır, bazı gönüllerde boşluk doldurur... Güzel dizelerinizin altına umarım yakışır, Baki selam ve sevgilerimle... Güle Ne Oldu? Ömrünü uçarak yürüyen gönlüm Dönümsüz girdiğin yola ne oldu? Her taşın altına sokup elini Sebepsiz kırdığın kola ne oldu? Dünyaya tamahın biter mi sandın? Pervane günahın yanar mı sandın? Hayrın hasenatın yeter mi sandın? Gönülsüz verdiğin pula ne oldu? Nefis galip geldi düşünce acze Akıl firar etti fikirler hacze Kırdığın gönül’e yetmedi ecza Yargısız yerdiğin kula ne oldu? Gönül bahçesine girdiğin sabah Seher yellerine kattığın günah Bastığın yerlerde ezdiğin mubah Dikensiz derdiğin güle ne oldu? Yürekten çıkardı hoş latifeler Yazdıkça dolardı boş sahifeler Dönerdi ağzında coş kelimeler Kemiksiz gördüğün dile ne oldu? Kaybolmazdı sende dururdu sabır Hak yola gidende kururdu kibir Kazmayı bedene vururdu kabir Ümitsiz ördüğün çile ne oldu? Taş olur oturur senden çıkan söz Baş olur götürür özden bakan göz Yaş olur bitirir gözden akan köz Dumansız sardığın yele ne oldu? Verdiğin sözlerden caydıysan madem Bin ömürler yetmez saydıysan matem Kaç milyar insanı bildiysen Âdem Amansız yorduğun köle ne oldu? 28.08.2009 Necati ŞİMŞEK Ankara |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Alıntı:
|
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Alıntı:
Forumlarda artık eskisi gibi fikirler paylaşılmıyor çoğunlukla, Ürettiklerimiz değilde başkalrının ürettiği şeyler paylaşılıyor, Çok güzel yazan arkadaşlar var, karşılıklı fikirlerin paylaşılması okurken ayrı haz veriyor. Bu tür yazıları okumayı seviyorum, forumlara da bu yüzden naçizane yazdığım şiirlerimi gönderiyorum. Paylaşımcıyım fakat kendi ürünlerimi paylaşıyorum. Sizi de bu yüzden takip ediyorum, üretmeyi ve paylaşmayı seviyorsunuz diye anlıyorum yazdıklarınızdan, yanılıyor muyum? |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Alıntı:
Ben çok severim sizin gibi kıymetli yazarları takip etmeyi.. Estağfirullah benim ki cahilce karamalar sadece haddime değildir asla... |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Akşam oldu gene karanlık çöktü gökyüzüne.
Gelirsin diye bekledim camın önünde Bu seferde gelmedin! Canım acıyor yokluğunda Hayat manasız sen yokken yanımda Yitik,buruk biri oldum senden sonra Bekledim gene camın önünde Bu seferde gelmedin! Yokluğunda şu camın önündeki Menekşeler dost oldu bana Hepsine seni anlattım Dinlediler beni öyle sessi(Z)ce Bekledim seni gene camın önünde Ama gelmedin gelmedin (işte) Sende sevdin beni delic(E) Sende sevdi(N) ... Yoksa ben sevmeni (mi) istedim Sevdiğini (mi) zannettim Yoksa yoksa Hiç sevmedin (mi?) Birgün geliceksin diye ocakta çayı hep hazır ettim, Sevdiğin kurabiyeleri hergün taze taze sabırla yeniden pişirdim Seni kapıda karşılamak için hep bu tahtaları eskimiş camın önünde Bekledim durdum sabaha kadar!!! Arada gözlerim (yenik) düştü uykuya o zamanlarda rüyamda gelişini görüp aniden uyandım Ardındanda kendime kızdım ya ben uyurken geldiyse diye Yokum sanıp gitti (mi)diye düşünüp kendime kızdım Ben hep seni bekledim (birgün) geliceksin diye Hiç vazgeçmedim ama sen hiç gelmedin.................... Gün batımını yanlız başıma menekşelerim ve bir fincan kahve eşliğinde seyre daldım Ama seninleyken aldığım keyfi hiç alamadım. Yoksun........peki nerdesin(?) Nasılsın(?) başkasımı var hayatında unuttun mu beni(?) Niye gelmiyorsun(?) Ben bekliyorum seni hep bu camın önünde ama sonunda saadet yok hep hüsran... Gelsen bir kez dahi olsa görsem seni Baksam o güzel gözlerine son kezde olsa Bir kez daha duysam kokunu Ahhhh bir gelsen Ama bilirim gelmezsin gelmeyeceksin..... Dayanamıyorum artık hasretine tutunacak bir dalım kalmadı Eritti tüketti sevdan beni Yokluğun ilmek olup dolandı boğazıma Taşıyamıyorum bedenimdeki bu acılı ruhu! Vaktim geldi sanırım Ayaklarım buz gibi oluyor üşümeye başladım Sen gelmiyorsun bekliyorum Artık gelsen ne faydası var!!! Çünkü vakit tamam........ Almaya geldiler beni Bekledim seni ama gelmedin keşke gelseydin Ama perde kapanıyor artık son sahne.......... Şimdi ben gidiyorum(!) |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
'Ruhumu Gömdüm Yağmurlarımın Topraklarına''
ama yine de ıslanmasın istiyorum o ıslandıkça ben üşüyorum... üşüme ruhum daha çok ıslanacaksın nasılsa daha çok vefasızlıklar yaşayacaksın üşüme daha çok için de sonbahar yağmurları yağacak daha çok vuracak sana tokatını yağmur damlaları daha çok kanayacak yağmur elerinde daha çok anlamayacak seni kimseler üşüme ruhum sen su'sun sızıyı gideren su suyun sızladığını kimse bilmez seni de kimseler bilmeyecek üşüme yağmura tutulmuş ruhum üşüme... |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Ağrıların başıma dem vurduğu bir sırada ayaklarım yolların sırtını kaşır oldu. Adres kâğıdım yok elimde. Her yol ayrımında kendime sağ tarafları seçtim sol yanımdaki sızıyla. Hep sağ tarafa yöneldim kesişen yolların oluşturduğu karmakarışık kavşaklardan. Nereye giderdi bu yolun sonu bilmiyorum.
İlerledikçe çevremdeki nüfus azalıyor. Sesler kayboluyor. Sadece susuşları duyuyorum. Yolların düz olmasının suretime yüklediği kıvrımlarla yol-alıyorum ve tek başınalığımı çarpıyor yüzüme rüzgârın getirdiği esinti. Az ilerde bir minare yükseliyor. Camiye doğru koşuyorum bir yudum su dilenmek için. Dudaklarım kuruyup yapıştı kalbime. Ayaklarım nereye götürürse bedenimi oraya yöneliyorum; biçare. Düşüncelerimi erteledim bir süreliğine. Kelepçe vurdum her birine. Yavaş yavaş avluya doğru götürdü beni adımlarım. Merdivenlerden çıkarak ulaştım secde-gahlara. Ve işte cami halılarının motiflerine düştü yüzüm. Topladım yerden ilmik ilmik tekrar yerleştirdim çehreme yüzümü. Alnımdaki çizgilerde belirmeye başladı hüzün. Sonra usulca; rahatlatan bir meltem okşadı cami avlusunun kapısının kapanmasıyla beraber yüreğimi. Ebruli bir ümit bırakıldı aniden. Yöneldim sevgiliye; kıbleye döndüm tüm bedenimle. Büyük bir yorgunlukla kaldırdım kollarımı omuz hizasına doğru tekbirle… Ve Allahuekber dedim sessizce… Gam yükünü taşıyan belimin ağrılarıyla rükûna vardım. Bir kez daha anladım dertlere hüzün-baz bir hamal olmanın ağırlığını. En güzel eğilişlerin senin önünde olduğunu. Doğruldum usulca bir hareketle. Bir hasreti erirken gördüm gözlerimde. Secdene vardım; alnımı dayadım, ve bıraktım kendimi; öylesine, tek nefeste, aheste aheste… Tüm sancı ve ağrılarım diner oldu ya da ben hissetmez oldum onları. Hafif bir tebessüm üç beş damla hüzün ve paha biçilemez bir huzurla; Sübhâne Rabbiyel A'lâ! Yollar boşaldı yolcular buldu vaha, yolcular gitmesede yollar gider Allah'a...'' |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Alıntı:
Yollar uzak yakın hep "O" na gider... Garip bir ruh halimde gönlümden dökülenler... Buyurun; Garip Gariplikler dolar ömür testime İçtiğim her günün tasları garip Bir garip gariplik çöker üstüme Sabrımı deneyen taşları garip… Bilinmeyen bir dost çağırır beni Bilinmeyen yere götürür beni Bilinmeyen hale düşürür beni Gözümün akmayan yaşları garip… Bir yola düşerim, neredir bilmem Gider ha giderim yorulup yılmam Vardığım bir yerde oturup kalmam El gibi ötmeyen kuşları garip… Durduğum o zaman; birkaç rekâtlık Çağıran mevtaya olsun rahatlık Er kişiye niyet ömür salâtlık Kabir’e girmeyen eşleri garip… El vururum değer tabuta elim Gidene duada bağlanır dilim Gözlerin kapanır son yazar filim Uykumda gördüğüm düşleri garip… 06.08.2011 Necati ŞİMŞEK Ankara Hikayesi: Cuma namazına epeyce bir vakit varken, iş yerinden çıktık sevgili ve şu anda rahmetli olan Ergün MURAT ağabeyimle... Aracımız nereye götürürse vakit içinde, oraya kadar gidelim cumayı orada kılalım diyerek... Ankara İvedikteki iş yerimizden çıktığımız yol, Kızılcahamam Merkez Camiinde son buldu. Namazdan sonra hiç tanımadığımız birinin cenaze namazını kıldık... Sonra iş yerine dönerken konuştuklarımız işte böyle satırlara döküldü... Belki tanımadığımızı zannettiğimiz o 'er' kişi helallik için çağırdı bizleri... Belki Ergün Ağabeyi çağırdı, beni şoför olarak kullandırttı... Bilemiyoruz... Hikmetinden sual olunur mu? Mevla rahmet eylesin, tanımadığımız o 'er' kişiye ve bütün Ümmed-i Muhammedin rahmet bekleyenlerine... |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Alıntı:
Yüreğine sağlık değerli Üstadım varolasın yine şereflendirdin bu cahili.. |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Alıntı:
|
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Alıntı:
|
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Alıntı:
|
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Vazgeçtim artık..
Ne yürek dayanır artık yoklugunun acısına Ne de güneş dogar, umutsuz günün sabahına Ayrılık acıtsada içimi bir kor gibi... Sensizlik ; sessizlik gibi suskun ,çaresiz Katlanılması zor .. Vazgeçtim tüm sevdalardan Tek Senden geçemedim.. Vazgeçtim! tüm sevdiklerimden Sen olmayınca Ve Vazgeçtim kendimden... Artık yoktun sen Artık yoksun sen.. Ve yoklugun sardı hertarafı istemesemde Kelimeler kifayetsiz artık Diller çaresiz, Gözler nemsiz, Yürekler sessiz, Ve ben sensiz.... Sen kimsin? Sen nesin ? bilmiyorum... Ama Ben vazgeçtim artık.... |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Can a ıraksak, canan nerde?
ne garib; buralarda terk edilen ile terk eden bir. ya "bir olan"a vefa ne alemde! -ı- buralarda, bir "terkedilmişlik" seziliyor. bir terk eden ; vefayı katleden , bir de terk edilen; mazlum, mahsun, vefası katledilen. buralarda bir hüzün seziliyor şimdilerde ; bir yorgunluk , umutsuzluk, çaresizlik. mavisini yitirmiş yaşamak ; sema gri, toprak , yağmura hasret , yağmur özü olan suyun arayışında su, özü olduğu insandan şikayetçi ; özü su olan, suyun katili şimdilerde.. buralarda bir "terkedilmişlik"seziliyor! -ıı- buralarda bir "sevgisizlik" seziliyor hakiki aşıklardan söz edilmez olmuş; karın doyurmak için yazılan sevgi sözleriyle doymaya çalışıyor, sevgiye aç yürekler. yok yok! yürekler tanımamışlar, mutlak sevdayı yüreklerine azık eyleyip yemeden doyanları, halden anlayıp, hal diliyle her şeyi anlatanlar, tanıtılmamış buralarda "rıfk" hiç kimsenin sıfatı olmamış ; "güzel" hiç karşılığını bulmamış ; yetim kalmış buralarda hiç kimse "kardeş" olmayı teklif etmemiş annesinin evladından başkasına, buralarda bir "sevgisizlik"seziliyor! -ııı- buralarda bir vazgeçmişlik seziliyor; her niyazın hemen bekleniyor karşılığı , niyazda ısrarcı olmanın, acziyeti derin yaşamanın gerekliliği tartışılır olmuş. şartlar değiştiği vakit , sevginin rotası değişivermiş , bir menzil seçmez olmuş artık insanlar ahsen, hatrına fedakarlık yapılan değilmiş ; güzeller hatrına yaşanır olmuş alem; güzellerin hatrına söz eylenir; saz çalınır olmuş buralarda birden vazgeçmişlik seziliyor! -ıv- buralarda bir "şükürsüzlük" seziliyor; insanlar, teşekkür etmez olmuşlar birbirlerine; herkes başarıyı , kendinden bilir olmuş bundandır ki nimet, fark edilmez olmuş; nimeti sahiplenmiş olanlar , şakir kelimesini sahiplenmemişler, şakir halktan ırak düşmüş, kuytu köşeleri mekan bilmiş! nimetin sahibini fikredene de, sual soran kalmamış; fikreden, yüreğinde yaşar olmuş marifet makamını, marifete iltifat eden kalmamış! -v- buralarda bir kararsızlık seziliyor zihinler , med-cezirler yaşar her eyyam-ı biyzde yürekler hep öteleri özler ; ama ayaklarının bağlandığı kürenin, kurşundan olduğunu unutur olmuş yürekler , özgürleşmeyi diler; ama kendi dünyasının sınırlarını , birilerinin çizmesini bekler. birin müjdelediği inşirahı dilerken diller, birilerinin hatrına yaşanır hayatlar. buralarda bir kara(rsız)lık seziliyor.. -vı- buralarda bir terkedilmişlik !seziliyor; terk edenler , yeni terklere hazırlanırken terk edilenler, acıyı boğazlarındaki düğümlerde hıfzederler; hesapta şahidlik etsin diye terk edilenler ,rahatça ağlayamaz buralarda çünkü "sebepsiz ağlanmaz (!)" . buralarda özü terk ediş seziliyor; oysa özüyle dost olanlar, hiç yüreklerini terk etmemişti; çünkü özle dost olmak, yüreği "amir"eylemeyi gerektiriyordu, özle dost olmak, yürekle söz birliğine varmayı gerektiriyordu. -vıı- buralar çok garip; buralar, insana ırak! cana ırak! canana ırak! buralarda "yolcu" olmak gerek! ve artık demir almak gerek! .. mola bitti; ama "can" sıkıldı! |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
İnsan bekleyendir...
Farkında olmadan bekler o. Bilerek bekler. Birlikte bekler. Yapayanlız bekler. Beklediğinin kim olduğunu bilerek bekler. Beklediğinin kim olduğunu bilmeden bekler. Bekleyenleri bekler ve beklenmek ister... |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Alıntı:
En kötüsüde belirsizliktir.. :) |
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Alıntı:
|
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Gönlüne sağlık abicim <3
|
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Kaleminize emeğinize sağlık.
|
Yanıt: SiyahSancaktaR Ve HayaT
Yaslandım Kendime
/ardımda bana yaslanan yürek! artık kime yaslana/ yaslandım kendime, k/arlanan gecede, üşürken ellerim muhasebemin ağırlığında terledim; ne de yalnızmışım meğer, ağlamak ne de çok yakışırmış sîmama, sevmek yüreğime. yaslandım kendime, adımlarım geri sayarken fütursuzca korkularımı bağladım içimdeki zindana, cesaretimin yaralarını sarıp yola sevdalandım. ağzımda aşkın acımsı tadı, zihnimin kuyularında Yusufun sevme sanatı, terliyorum ayazda; ateşim içimde! yaslandım kendime, tâ derûnumu vuran notaların söze dokunan tınısında, söze dokunan her yüreğin içimde bıraktığı izle, kendime teselliler verdim, omuz oldum kendime belimi bükmesin diye hazan, süpürdüğüm yapraklar yüreğimin meyveleri olmasın diye. yaslandım kendime, içimin yakarışını dinleyeyim diye. yasladım kelimelerimi can evime dualarıma, sustum! ve öldü(m) kelimeler(imle)! /ölmek yakıştı bana/ |
| Saat: 01:03. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı kullanılmaktadır.