Bilinmezlik demiştim değil mi
Zamanın akışının ne tarafa sürükleneceğini bilmediğimizden
Suskun, Çaresizce bekleyişlerin eşiğinde
Girdaba tutunmuş
Hayasızca bakışlar gibi
Neydi bu imtihan dünyası bu vuslatta
Neydi içimizde o kavgalar bağırışlar gürüntüler
Çare bulunurmuydu içimizdeki kavgaya
Yoksa ömür girdabında saklanırız
Söylediğimiz kalemin esamesinde mi saklıyoruz
Sureti neye benzedi şimdi hayatın
Çizemedik değil mi
Yada
Neye benzediğini bilemedik
İftiralar, Asılsızca hakaretlerle dolu değil mi
Girdap dediğimizde böyle değil mi
Kiminin tesellisi kaybolmuş
Kiminin kıblesi yok olmuş
Şimdi şair ne demeye yazmış
Bunca gama bunca kedere rağmen
İçin için ağladığımız hayatta mı yok edecez
İçin için kaybettiğimiz dünya da mı haykıracağız
Suskun bir virane gibi haykırdığımızda mı kaldı artık
Şimdi bu mısralar gözyaşı
Şimdi bu mısralar acı
Şimdi bu mısralar can yarası
Şimdi dediğimiz ne varsa hepsi ilmek ilmek işlemişken
Bu mısralar neden...
Kimin kimsenin kelimesinden nefret eder oldum.
Yaşam ve yaşantı kişilerin yorumuyla değil
Yaradanın görmesiyle olur ömür girdabı
Şimdik ben için için kaybolurcasına koşarken
Yaşam dediğim cennet vurulur mu hayatta
Suskun bedevinin mizahı mı yokss ahengi mi kalır..
Şimdi giden gitti
Kalanlar acı keder de mi kaldı
Bir söz vardır zamansız haykıran bedeviye
Harem dolar , altın dolar
Lâkin gönül boşsa kırılmışsa ne harem dolar ne altın dolar
Şimdik soruyorum neyin güvensizliği
Şimdi soruyorum kağıdın kan olması mı
Şimdi soruyorum kalemin mürekkepsiz kalması mı
Haykırdığım sözlerin temelinde kaldı bir fidan misali
Kaybeden ömrün hayalinde
Sureti kalemde saklı kalem ise mürekkepsiz
Kısacası velhasıl,
Kalem kınına girer....
Defter ise tozlu rafına geri döner...
Garip çoban misali kaybolur gider hayat boyu
Suskun ve sessiz bir şekilde...
Vesselam...
Not: Kanat kırılmaz , kalp kırılmaz ne kaldıysa ömürde belki onlar işler diğerleri hep taş oldu bu hayatta.....
Zamanın akışının ne tarafa sürükleneceğini bilmediğimizden
Suskun, Çaresizce bekleyişlerin eşiğinde
Girdaba tutunmuş
Hayasızca bakışlar gibi
Neydi bu imtihan dünyası bu vuslatta
Neydi içimizde o kavgalar bağırışlar gürüntüler
Çare bulunurmuydu içimizdeki kavgaya
Yoksa ömür girdabında saklanırız
Söylediğimiz kalemin esamesinde mi saklıyoruz
Sureti neye benzedi şimdi hayatın
Çizemedik değil mi
Yada
Neye benzediğini bilemedik
İftiralar, Asılsızca hakaretlerle dolu değil mi
Girdap dediğimizde böyle değil mi
Kiminin tesellisi kaybolmuş
Kiminin kıblesi yok olmuş
Şimdi şair ne demeye yazmış
Bunca gama bunca kedere rağmen
İçin için ağladığımız hayatta mı yok edecez
İçin için kaybettiğimiz dünya da mı haykıracağız
Suskun bir virane gibi haykırdığımızda mı kaldı artık
Şimdi bu mısralar gözyaşı
Şimdi bu mısralar acı
Şimdi bu mısralar can yarası
Şimdi dediğimiz ne varsa hepsi ilmek ilmek işlemişken
Bu mısralar neden...
Kimin kimsenin kelimesinden nefret eder oldum.
Yaşam ve yaşantı kişilerin yorumuyla değil
Yaradanın görmesiyle olur ömür girdabı
Şimdik ben için için kaybolurcasına koşarken
Yaşam dediğim cennet vurulur mu hayatta
Suskun bedevinin mizahı mı yokss ahengi mi kalır..
Şimdi giden gitti
Kalanlar acı keder de mi kaldı
Bir söz vardır zamansız haykıran bedeviye
Harem dolar , altın dolar
Lâkin gönül boşsa kırılmışsa ne harem dolar ne altın dolar
Şimdik soruyorum neyin güvensizliği
Şimdi soruyorum kağıdın kan olması mı
Şimdi soruyorum kalemin mürekkepsiz kalması mı
Haykırdığım sözlerin temelinde kaldı bir fidan misali
Kaybeden ömrün hayalinde
Sureti kalemde saklı kalem ise mürekkepsiz
Kısacası velhasıl,
Kalem kınına girer....
Defter ise tozlu rafına geri döner...
Garip çoban misali kaybolur gider hayat boyu
Suskun ve sessiz bir şekilde...
Vesselam...
Not: Kanat kırılmaz , kalp kırılmaz ne kaldıysa ömürde belki onlar işler diğerleri hep taş oldu bu hayatta.....