[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]

Kardiyoloji Nedir?

Kardiyoloji; kalp ve kalp damarlarının (koroner) sağlığı ve hastalıkları ile ilgilenen bir tıp dalıdır. Kardiyoloji uzmanları (kardiyologlar) medikal (ilaçla) tedavi uygular. Medikal tedavi edilemeyen veya tedaviye yanıt vermeyen hastalar uygun cerrahi işlemler için Kalp-Damar Cerrahisi’ne yönlendirilir.

Kardiyoloji Uzmanları (Kardiyologlar) Hangi Hastalıkları Tedavi Eder?

Kardiyoloji uzmanlarının tedavi ettiği başlıca hastalıklar arasında

• İstemik kalp hastalıkları,
• Ateroskleroz,
• Hipertansiyon,
• Akut koroner sendrom,
• Kalp kapak hastalıkları (mitral, aort, triküspid ve pulmoner kapaklarının darlık ve yetmezlikleri)
• Kalp krizi (miyokard enfarktüsü),
• Endokard (kalp içini döşeyen tabaka) hastalıkları,
• Kardiyomiyopati,
• Perikardiyal efüzyon,
• Perikard tamponad,
• Kardiyak ve primer tümörler,
• Kalp ritim bozuklukları (taşikardi, bradikardi gibi),
• Atriyal miksoma,
• Atriyal fibrilasyon,
• Ventriküler fibrilasyon,
• Konjenital (Doğumsal) kalp hastalıkları, sayılabilir.

Kardiyoloji’de Hangi Tanı Yöntemleri Kullanılır?

• Kan testleri: Kalp krizinde yükselen bazı enzimleri tayin edilir.
• Akciğer grafisi: Kalp pozisyonunu ve büyümesini tespit etmek için kullanılır.
• Elektrografi (kalp şeridi): Kalbin çalışmasını elektrik iletimi değerlendirilir.
• Ekokardiyografi (kalp ultrasonu): Kalp odacıklarının duvarlarını ve dolumu detaylı inceler.
• Efor testi: Koroner arter hastalığının yaygınlığını değerlendirmek için kullanılır.
• Holter: 24 saatlik süre içerisinde kalp ritmini kayıt eder.
• Anjiyografi: Koroner arterlerdeki darlık oranlarını tespit etmek için kullanılır.
• Kardiyak kateterizasyon: Kalp biyopsisi yapılmasını ve kalp odacık basınçlarının yerinde ölçülmesini sağlar.
• BT (bilgisayarlı tomografi) anjiyografi: Koroner anjiyografi yapılamayan hastalarda tarama amaçlı yapılır.
• Nükleer Tıp tetkikleri: Miyokard perfüzyon sintigrafisi (Talyum testi)

Kardiyoloji’de Hangi Tedavi Yöntemleri Uygulanır?

Günümüzde Kardiyoloji uzmanları sadece medikal (ilaçla) tedavi vermemektedir. “Girişimsel Kardiyoloji” ile ilgilenen Kardiyoloji uzmanları

• koroner arter darlıklarını açıp stent koymakta,
• hastalara kalp pili takmakta,
• kapak hastalıklarına girişimsel tedavi uygulamakta,
• ritim bozukluklarında elektrik iletim yerlerine müdahale etmektedir.

Ne Zaman Bir Kardiyoloji Uzmanına Başvurmalısınız?

• Özellikle sol kolda uyuşma, alt çeneye yayılan göğüs ağrısı oluyorsa ve eşlik eden bulantı-kusma, soğuk terleme belirtileri varsa,
• Artan nefes darlığı varsa,
• Çarpıntı hissediliyorsa,
• Tansiyon değeri yüksek ise,
• Ayaklarda ve bacaklarda ödem oluşuyorsa,
• Kısa mesafe yürüme veya az sayıda merdiven çıkma sonrası aşırı yorulma oluyorsa, bir Kardiyoloji ubaşvurulmalıdır.

devadijital

kardiyoloji hastalıkları

Hipertansiyon

[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]

Hipertansiyon Nedir?

Kalpten pompalanan kan vücutta damar içinde dolaşırken damar çeperlerine basınç uygular. Bu damar duvarı basıncı koldaki damarlardan tansiyon aleti kullanılarak ölçülebilir ve “tansiyon” olarak adlandırılır.

Normal tansiyon değeri çocuk ve erişkinde yaş ile değişmekle birlikte sağlıklı bir erişkinde 140/90 mmHg sınır olarak kabul edilir. Bununla beraber her sağlıklı bireyin normal tansiyon değeri vardır. Tansiyon değeri bu değerlerin üstünde veya altında ise kişi kendini iyi hissetmeyebilir.

Halk arasında 140 mmHg kan basıncı “büyük tansiyon”, 90 mmHg “küçük tansiyon” olarak bilinir. Hipertansiyon, normal değerlerin üzerindeki kan basıncı demektir.

Hipertansiyon Nedenleri Nelerdir?

Hipertansiyon nedenleri kalıtım ve çevresel faktörler olarak sınıflandırılabilir.

En sık nedenler:

• Beslenme alışkanlıkları ile ilgili nedenler: Aşırı tuzlu yemek, yoğun hayvansal yağ ve kırmızı et tüketimi, taze sebze ve meyvenin az tüketilmesi gibi.
• Böbrek hastalıkları: Akut ve kronik böbrek hastalıkları, böbrek tümörleri ve böbrek damar yapılarında darlık gibi.
• Böbrek üstü bezleri ile ilgili hastalıklar: Kortizon ve aldosteron hormonlarının aşırı salgılanmasına yol açan hastalıklar (Cushing, böbrek üstü bezi tümörleri gibi)
• Şeker hastalığı,
• Kan yağlarının yüksek olması (hiperkolesterolemi),
• Aşırı kilolu olmak (obezite),
• Yapısal bozukluklar (kalpten çıkan ana atardamarda darlıklar),
• Hormonal nedenler: Tiroid bezi hastalıkları,
• Gebelik,
• Alkol, sigara ve yasa dışı madde kullanımı,
• Bazı ilaçlar: Doğum kontrol hapları, soğuk algınlığı ilaçlarının sık kullanılması gibi.

Hipertansiyon Belirtileri Nelerdir?

• Kulaklarda çınlama,
• Burun kanaması,
• Baş dönmesi ve/veya baş ağrısı,
• Bulantı ve/veya kusma,
• Kalp atışlarında hızlanma ve düzensizleşme,
• Nefes darlığı,
• Yüzde kızarma,
• Bulanık veya çift görme,
• Bacaklarda şişlik,
• Sık idrara çıkma (bazı hastalarda gece idrara çıkma),
• Yorgunluk ve isteksizlik, en sık görülen belirtilerdir.

Hipertansiyon Kimlerde Görülür?

• Ailesinde, özellikle birinci derece akrabalarında, hipertansiyon öyküsü olan kişilerin yaşamlarının bir döneminde yüksek tansiyon geliştirme riski olduğu bilinmektedir. Bu kişilerin sigara, alkol gibi diğer risk faktörlerinden uzak durması ve düzenli kardiyolojik kontrol yaptırması gerekir.
• Hareketsiz yaşam tarzı hipertansiyon gelişiminde önemli bir çevresel faktördür. Kilo kontrolü ve genel vücut sağlığı için düzenli egzersiz gereklidir. Bu amaçla yapılabilecekler açık hava yürüyüşleri, asansör yerine merdiven kullanmayı tercih etmek gibi olabilir.
• Sağlıksız ve düzensiz beslenme: Günlük çalışma hayatının hızı nedeniyle düzenli ve sağlıklı beslenmeyen kişilerde zamanla kan yağları ve/veya şekerinde yükselme, şişmanlık gibi ek sağlık problemleri gelişir. Bunların hepsi hipertansiyon gelişimi için risk faktörüdür.
• Aşırı stres kortizon hormonu salgısını artırır. Buna bağlı gelişen tansiyon yüksekliğine “esansiyel hipertansiyon” denir. Uyku düzeninin bozulması ve aşırı sinirlilik ile birlikte bir kısır döngü gelişebilir. Bu kişilere, sigara, alkol veya yabancı maddeden uzak durmaları, aşırı yemeden kaçınmaları ve sakinleştirici aktivitelere yönelmeleri önerilir.
• Hipertansiyon görülme sıklığı, ilerleyen yaş ile birlikte artar.

Nasıl Tanı Konur?

Fizik muayene sırasında dinlenmiş bir kişide tansiyon değerinin 140/90 mmHg’nin üzerinde olması, tıbbi öyküsü ve ailede hipertansiyon hastalık yükü bulunması hipertansiyon açısından incelemeyi gerektirir.

• Laboratuvar testleri: Kan testleri ile böbrek fonksiyonları, biyokimya parametreleri incelenir.
• Elektrokardiyografi (EKG) ve gerekliyse Ekokardiyografi (kalp ultrasonu) yapılarak kalbin çalışması ve kalp odacıkları değerlendirilir.
• Düzenli tansiyon ölçümü: Her gün aynı saatte ve kişinin kendi doğal ortamında ölçüm yapılması ve kaydetmesi istenir. Ölçümlerden önce 5 dakika istirahat edilir ve son yarım saatte sigara veya kafeinli içecek içilmemesi gereklidir. Üç günlük tansiyon çizelgesi doktor tarafından incelenir.
• Tüm incelemeler tamamlandıktan sonra hipertansiyon tanısı konur ve olası nedenler açısından ayırıcı tanıya gidilir (örneğin böbrek hastalığı).

Ne Zaman Doktora Başvurmalıyım?

• Tansiyon yüksekliği başlangıçta belirti vermeyen “sessiz” bir hastalıktır. Bu nedenle başka nedenle doktora başvurular sırasındaki tansiyon ölçümlerinde ortaya çıkar veya şüphelenilir.
  
• Birinci derece akrabalarında hipertansiyon, şeker veya kan yağları yüksekliği olanlar erken yaşta damar sağlığı açısından kardiyolojik takiplere başlamalıdır.
• Hipertansiyon hastaları bacaklarda ödem, burun kanaması, kulak çınlaması ve baş ağrısı gibi belirtiler geliştiğinde tansiyon ölçümü yapmalı veya yaptırmalıdır.
• Hipertansiyon krizleri sıklıkla ilaçlarını düzenli kullanmayan hastalarda görülür. Hastalar arasında yanlış inanışlardan biri “tansiyon ilaçları alışkanlık yapar” düşüncesidir. Bu inançla tansiyon değerleri düzelen hastalar ilaçlarını bırakır ve ani tansiyon yükselmeleri görülür.

devadijital

Kalp Yetmezliği

[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]

Kalp Yetmezliği Nedir?

Kalp fonksiyonlarının yeterli olmaması sonucunda vücuda yetersiz kan pompalanır. Kalp daha fazla miktarda kan pompalayabilmek için genişlemeye başlar. Daha fazla kalp kasılması dolaşıma verilen kanın damar çeperlerine daha fazla basınç yapmasına neden olur. Hem dolaşım sistemindeki kan basıncı artar, hem de kalp genişler.

Bu durum kronikleştikçe diz altı gibi kalpten uzaktaki bölgelerde toplardamarlar (venler) kalbe yeterli miktarda kanı geri taşıyamaz ve göllenmeler (ayak ve bacaklarda ödem) gelişmeye başlar.

Kalp Yetmezliği Çeşitleri Nelerdir?

Kan dolaşımının zamanla daha fazla aksaması ile kronik kalp yetmezliği gelişir. Kalp yetmezliği “akut” ve “kronik” kalp yetmezliği olarak ikiye ayrılır.

Akut kalp yetmezliği; genellikle kalp krizi gibi ani gelişen durumlardan sonra görülen kalbin fonksiyonlarındaki yetersizliktir.

Kronik kalp yetmezliği; süreklilik kazanmış bir durumdur. Hastanın her zaman şikayetleri devam eder ve zamanla düzelmez.

Kalp Yetmezliği Nedenleri Nelerdir?

Kalp yetmezliğinin nedenleri:

• Hipertansiyon: Tedavi edilmeyen yüksek tansiyon kalbi besleyen damarların çeperlerinde hasara neden olur. Zamanla hasarlanmış endotel (damar içini döşeyen katman) üzerinde yağ molekülleri (kolesterol) ve trombositler birikerek daha sert bir kümelenmeye yol açar.
• Koroner arter hastalığı: Kronik iskemik kalp hastalığında (ateroskleroz veya damar sertleşmesi) plak oluşumu görülür. Zamanla ilerleyen plağın hacmi büyür ve damar içinde önce geçici tıkanmalar ile erken belirti verir. Hastada ani başlayan bir göğüs ağrısı, soğuk terleme, bulantı ve/veya kusma olabilir. Halk arasında “kalp spazmı” olarak bilinen bu duruma anjina pektoris denir. Anjina pektoris tam bir tıkanma olmadığı için kalp krizi değildir, ama kriz habercisi olarak kabul edilir.
• Kalp krizi: Kalbin bir bölgesi geçici bir süre hiç kan alamaz. Kalp kası hücreleri oksijensizliğe dayanıksızdır. Tıkanıklık süresi ölen miyokard hücre sayısı (ve doğal olarak enfarktüsün alanı) ile doğru orantılıdır. Elektrokardiyografilerde “enfarkt alanları” tespit edilir.
• Kalp kapakçık hastalıkları: Kalp dört odacıktan oluşur. Sağ ve sol bölümlerdeki ikişer odacık arasında kan akış yönünde açılan ve odalar dolunca kanın geri kaçışını önleyen kapakçıklar vardır. Bu kapakçıkların yetmezliği arkadaki odada biriken kan hacmini artırır. Kalbin düzenli ve yeterli kasılmasını engeller.
• Doğumsal kalp hastalıkları: Bu hastalarda kalp-damar sisteminde farklı doğumsal bozukluklar vardır.
• Kalp ritim düzensizlikleri (aritmi): Aritmi, kalp atışının hızı veya ritmi ile ilgili bir rahatsızlıktır. Aritmi sırasında, kalp çok hızlı, çok yavaş veya düzensiz bir ritimle atabilir. Kalbin çok hızlı attığı duruma taşikardi, çok yavaş atması durumuna ise bradikardi denir.3
• Kalp kası bozuklukları (kardiyomiyopati): Kalp kası kalınlaşır, sertleşir veya kalp büyür.
• Kalp kası iltihabı (miyokardit): Farklı etkenlere bağlı kalp kası iltihabı hastalığıdır.
• Diyabet,
• Tiroid bezi hastalıkları: Tiroid hormonlarının fazla olması (hipertiroidi) halinde kalp atımı hızlanır. Yüksek tempoda çalışmaya başlayan kalpte bir süre sonra yetmezlik gelişir.
• Şişmanlık (obezite),
• Akciğer hastalıkları: Akciğer hastalıkları kandaki oksijen miktarının düşmesine yol açar. Dolaşımdaki kan akciğerlerde yeterli derecede temizlenemez ve kalp vücuda oksijenden zengin daha fazla miktarda kan pompalamaya çalışacağı için yetmezlik gelişir.
• Böbrek hastalıkları: Vücuttan atılması gereken sıvı miktarı böbreklerden atılamazsa çevre dokularda birikir (ödem).

Kalp Yetmezliği Belirtileri Nelerdir?

En sık görülen belirtiler:

• Göğüs ağrısı,
• Boyun damarlarında şişme,
• Çabuk yorulma,
• Kalp çarpıntısı,
• Düzensiz nabız (aritmi),
• Nefes darlığı,
• Mide bulantısı,
• Baş dönmesi,
• Ani kilo artışı,
• Öksürük,
• Pembe balgam,
• Karında şişme (ödeme bağlı),
• Ayak ve bacaklarda şişmedir (ödem).

Kalp Yetmezliği Kimlerde Görülür?

Kalp yetmezliği kalbin zarar gördüğü veya fonksiyonlarını kaybettiği tüm durumların sonucunda gelişebilen bir hastalıktır. Bu hastalıklar kalp kaslarına (miyokard) bağlı olabileceği gibi kalp kapakçıklarının bozukluklarına (yetmezlik) da bağlı gelişebilir.

Kalbin içindeki odacıkların genişlemesi kalbin iyi kasılamamasına yol açar ve yetmezlik ortaya çıkar.

Kalp yetmezliğini en sık:

• Ailesinde kalp yetmezliği öyküsü olanlarda,
• Alkol ve madde bağımlılarında,
• Kalp yetmezliği nedenlerinden herhangi birine sahip kişilerde,
• İleri yaşta görülür.

Kalp Yetmezliği Tanısı Nasıl Konur?

Kalp yetmezliği belirtileri olan kişilerde fizik muayene önemlidir. Ayak ve bacaklardaki şişmeler, kalp dinleme bulguları, ayak ve bacaklardaki şişlik ve boyun damarlarındaki dolgunluğun yanında:

• Elektrokardiyografi ile kalbin elektrik iletimi incelenir.
• Ekokardiyogram ile kalbin yapısı ve çalışma verimliliği detaylı olarak incelenebilir. Kalp odacıkları ve duvarlarındaki hasarlar, kapakçıkların çalışması ölçümlenebilir.
• Efor (stres) testi ile kalbin stres altında düzenli çalışıp çalışmadığı tespit edilir.
• Kardiyak bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile kalbin anatomik yapısı yakından gözlenir.
• Koroner anjiyografi ile kalbin içine girilerek yapısı ve ilişkili damar yapılarının durumu değerlendirilir.
• Kalp biyopsisi ile kalp kasından örnek alınarak altta yatan neden tespit edilir.

Ne Zaman Doktora Başvurmalıyım?

Akut kalp yetmezliğinde belirtiler hızlı gelişir. Bu durumda hemen bir Kardiyoloji uzmanına başvurulmalıdır.

Kronik kalp yetmezliği ise uygun tedavi ve hastanın tedaviye yeterli uyumu sağlanamazsa ilerleyicidir. Bu nedenle kronik kalp yetmezliği hastaları kardiyolojik takip muayenelerine düzenli gitmelidir.

• Tedaviye rağmen yetmezlik bulguları varlığı veya kötüleşmesi halinde,
• Ayak, bacak ve karında şişliğin devamında,
• Nefes darlığının artması durumunda,
• Göğüs ağrısı varlığında,
• Günlük hayatta aktivite kaybına yol açan belirtiler gelişmesi halinde Kardiyoloji uzmanına başvurmalıdır

devadijital

kardiyoloji hastalıkları

Koroner Arter

[Only registered and activated users can see links. Click Here To Register...]

Koroner Arter Hastalığı Nedir?

Kalp, vücuda kan pompalayan bir kas yumağıdır. İşlevini yerine getirebilmesi için kalp yapılarının da beslenmesi gerekir. Bu görevi koroner arterler diye adlandırılan kalp arterleri yapar.

Koroner arterlerde kireçlenme veya damar sertliği (ateroskleroz) nedeniyle daralması ve/veya tıkanması halinde kalbin ilgili bölgeleri yeterince kanlanamaz ve beslenemez. Bu bölgelerde fonksiyon kayıpları görülür. Bu hastalığa koroner arter hastalığı denir.

Nedenleri Nelerdir?

Koroner arter hastalığında kalbi besleyen damarların içinde “plak” oluşumu görülür. Bu plaklar, damar duvarında kümelenmiş trombosit (pıhtılaşmada rol alan kanın şekilli elemanı) ve yağdan (kolesterol) oluşur. Zamanla bu kümelenmenin hacmi büyür ve kan akımını engellemeye başlar.

Plak oluşumu yaşın ilerlemesi ile birlikte görülür, fakat bazı faktörler bu süreci hızlandırır. Bunlar:

• Sigara, alkol kullanımı,
• Hipertansiyon,
• Şeker hastalığı,
• Kan yağlarının yüksek olması (lipid profili yüksekliği),
• Hareketsiz yaşam tarzı,
• Şişmanlık,
• Erken menapoz,
• Ailede koroner arter hastalığı öyküsü,
• Stres olarak sayılabilir.

Koroner Arter Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Hastalık belirtileri kişiden kişiye değişebilir. Bazı hastalarda hiç belirti vermeyebilir. Koroner arter hastalığı ilerleyici bir hastalıktır. Bu nedenle plak boyutu genişleyip dolaşım (ve kalbin beslenmesinde) problemler çıkmaya başlayınca klinik belirtiler ortaya çıkar.

• Ani göğüs ağrısı (anjina),
• Sol kolda uyuşma veya sırtta ağrı ve kalp krizi (miyokard enfarktüsü),
• Gündelik aktiviteler sırasında zorlanma ve göğüste sıkıştırıcı ağrı,
• Kalp performansına bağlı kalp yetmezliği (nefes darlığı, boyun damarlarında şişme, ayaklarda şişme
• Kalp ritim bozuklukları (düzensiz kalp atımı = aritmi)

Koroner Arter Hastalığı Kimlerde Görülür?

Genellikle yaşlanma ile ortaya çıkan koroner arter hastalığı, risk faktörleri bulunan kişilerde 55 yaşından önce gelişmeye ve belirti vermeye başlar.

En sık

• Düzenli ve sağlıklı yaşam tarzı sürdürmeyen kişilerde (yetersiz beslenme ve hareketsiz yaşama sahip, kilo kontrolü olmayan kişiler)
• Kronik hastalığı olanlarda (en önemli risk diyabet ve kolesterol yüksekliğidir) görülür.
• Bazı ailelerde kalp hastalığı yoğunluğu fark edilir derecede fazladır. Bu tür genetik yüke sahip kişiler 40 yaşından itibaren düzenli kardiyolojik takibe girmelidir.

Ne Zaman Doktora Gitmeliyim?

• Ani başlayan, soğuk terleme, bulantı ve/veya kusmanın eşlik ettiği göğüs ağrısı olanlar,
• Koroner arter hastalığı (kalp hastalığı) açısından kalıtsal yükü olanlar,
• Nefes darlığı, göğüs ağrısına neden olduğu için günlük aktivitesini yerine getiremeyen kişiler,
• Dudak, damak ve diğer mukozalarında morarma; nefes darlığı, baş dönmesi, geçici bilinç kaybı yaşayan kişiler bir Kardiyoloji uzmanına başvurmalıdır.

devadijital