
Abbasi Devleti’nin halifesi Halife Me’mun kendi halifelik dönemine Türkleri, başta İranlıları ve Arapları ayırmak, Türklerin tecrübe ve yeterliliğine güvenerek aralarında denge kurmak amacıyla orduya yerleştirmeye başlamasına rağmen sonralarında Abbasi Devleti halifesi Me’mun’un bu eylemi Abbasi Devleti’nin bir politikası haline gelmiştir. Abbasi Devleti Halifesi Mu’tasım’ın halifelik yaptığı dönemlerde ise Türklerin Abbasi Devleti içindeki yeri daha da arttı. Abbasi Devleti halifesi Mu’tasım yardımıyla daha da sağlamlaştı.
Orduda Türk askeri olarak sadece rütbesiz askerleri değil Türk komutanları da yerleştirdi. Bazı Türk komutanları (Afşin, Aşnas, Boğa el-Kebir, Urtuç gibi) Abbasi Devleti içinde çıkan iç isyanları bastırmakta görev almıştır. Bizans Devleti’ne olan seferlere ve Anadolu’ya olan seferlere de katılmışlardır. Abbasi Devleti’nde Türkler, sadece orduda değil siyasi ve idari sahada da güç kazanmıştı. Türk komutanlar idari kadrolarda görev alıyorlardı ve Abbasi Devleti içinde çeşitli haklara sahiptiler. Hatta Abbasi Devleti halifesi Mütevekkil’den itibaren halifelerin belirlenmesinde de rol oynamışlardır. Bu durum Büveyhilerin Bağdat’ı ele geçirmesine kadar devam etmiştir. Bu olaydan sonra Abbasi halifeleri, bütün siyasi güçlerini ve askerî otoritelerini kaybetmiştir. Büveyhiler meşruiyet kaynağı ve dini lider olarak Abbasi halifelerini başta tutmuşlardı. İstediklerini halife yaparken istemediklerini de hiçbir zorlukla karşılaşmadan görevinden alabiliyorlardı. Daha öncelerde İslam dininin başkenti olan Bağdat bu süreç içerisinde İslam dininin başkenti olmaktan çıkmıştı.













Hybrid şeklinde göster
