
Meddah, halkı, masal söyleyip, çeşitli taklitler yapıp eğlendiren sanatçıya denirdi.
Geleneksel Türk tiyatrosunun bir türü olan meddah*lık, Türk halk zekasının ve halkın, hikayeleri karikatü*rize ederek anlatma yeteneğinin ürünüdür. Yüzyıllar boyunca Türk halkı arasında büyük ilgi görmüştür. Bir sözlü tiyatro ürünü olan meddahlık için, tek kişilik tiyatro, diyebiliriz. Meddah, tiyatronun bütün kişilerini kendinde birleştiren bir aktördür. Yüksekçe bir yerde, bir hikayeyi başından sonuna kadar kişileri şivelerine göre konuşturarak anlatır. Meddah, gösteri sırasında elinde bir baston veya asa, omzunda büyük bir mendil bulundurur. Bu tiyatronun her şeyi meddah denilen o tek kişinin zekasına, bilgisine, söz söyleme*deki hünerine bağlıdır. Meddahların çoğu şu klasik*leşmiş beyitle hikayelerine başlar:
Meddah dinlemek, yirminci yüzyılın başına kadar. halkın rağbet ettiği bir eğlence idi. Meddahlığı sanat edinmiş, şöhret kazanmış, hikayeleri hala söylenen ünlü meddahlar vardır . Gerçek meddahlık sanatı çok zordur . Bir meddahın , çok kuvvetli hafızası olması, her türlü şive taklidi yapabilmesi ve en önemlisi halk psikolojisini bilmesi gereklidir.
Meddahlık, kendi kendine doğmuş bir sanattır. Elimizde, Onbeşinci yüzyıldan önceki meddahlara ait bilgi yoktur. Meddahlıktan ilk defa bahseden eser Tacüttevarih’tir. Fatih Sultan Mehmet’in sarayında da Mustafa. Balaban ve ömer isimli üç meddahın taklitli hikayeler anlattığını biliyoruz.
Örnek
Söyledikçe sergüzeşti verir bezme letafet
Dinle imdi bende-i acizden bir hoş hikayet