Üye Günlüğü ForumAdası üyelerinin kişisel sayfaları olarak da kullanabilecekleri; günlük tutabilecekleri ve hoşuna giden görsel, yazı paylaşımlarında bulunabilecekleri bölüm. |
|
LinkBack | Seçenekler | Görüntüleme stilleri |
30 Ağustos 2024, 11:08 | #161 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: Karahindiba Masumluğunda Çocuksu Kalbim
Bak bu sözleri de çok severim günlük
" Ne bereketli doğurmuşsun beni Anne... Aklımı, fikrimi, halimi, zikrimi, huyumu, suyumu, tadımı, tuzumu, dostluğumu, inançlarımı, sabrımı, kalbimi, hakkımı, hukukumu, iyi niyetimi, bakışlarımı, gülüşümü, sevişimi, 'YEDİLER, İÇTİLER', Bitiremediler. " Yolunu, kendini bilen insanları, kimse bitiremez... Sen hedeflerine emin, doğru adımlarla ilerlerken, onlar seninle uğraşırken arkanda kaldıklarının farkında olmazlar. Sonra sen başarıya ulaşır, onlar senin başarını konuşurlar ve başarılarına bile kıskançlıklarıyla söyleyecek söz bulurlar. Sonuç olarak sen hayalini yaşarsın, onlarda seni takip ederek yaşarlar günlük. Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer... Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler, Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler... Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!
|
11 Eylül 2024, 17:09 | #162 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: Karahindiba Masumluğunda Çocuksu Kalbim
Her şeye, herkese çok kırgınım günlük.
Yeni bir şey değil bu. Tutunduğum her dal kırıldığında, bende kırıldım Güvendiğim dağlara karlar yağdığında, tuzla buz oldu hep kalbim. İnsanın sırtını yaslayabileceği, arkasında dağ gibi duran kimse olmadığında, Öğrenmeye başlıyor ayakta durmayı. Her ne kadar ayakta durmayı bilsende, kalbimiz taştan değil ki, yine de üzülüyorsun. Beklentiler yaralar çünkü... Hayallerden uyandığında, ayaktada dursan içindeki çocuğun gözyaşlarını dindiremezsin. İçimdeki o çocuk, kimseye göstermediğim yanım. Koruyup, kolladığım masumiyetim, saflığım... Kırgınım günlük, çok kırgınım. Ben tutunmaya çalıştıkça, ben içimdeki küçük kız büyümesin diye uğraştıkça, üstüme çok geliyor hayat! Kalbim dayanmıyor artık. Dayanamıyor. Ama kimseye anlatamıyorum içimi. Hüzünlerimi... Öyle herkese içini açabilen biri değilim. Zaten anlatsamda, anlamaz kimse... Çünkü ait değilim bu devre, bu zamana... Bu hoyrat yaşama... Ama yinede var gücümle gülümsemeye çalışıyorum, hayata inat... Biliyorum bir gün durulacak kalbimdeki fırtınalar... Sabırla tutunuyorum içimdeki umutlara... Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer... Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler, Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler... Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!
|
12 Eylül 2024, 05:03 | #163 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: Karahindiba Masumluğunda Çocuksu Kalbim
Kör bir kuyuda umut ışığıdır yaşamak
Düşleri gerçek yapmak Gökten yıldızlar çalmak Bağlamak kanayan yarayı Ağlamak doyasıya Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer... Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler, Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler... Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!
|
12 Eylül 2024, 11:04 | #164 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: Karahindiba Masumluğunda Çocuksu Kalbim
Şaka maka 5 ay kaldı...
Çoğu gitti, azı kaldı. Ama gel bir de sen bana sor günlüğüm... Bir gün bile öteye atmasın diye, ne çok sabrettim. Herkes anlaşmış gibi üstüme geldi bazen... Çok uğraşan oldu, emeğime gölge düşürmek isteyenler. Çok istedim bazen her şeyi bırakıp, hayattan, kendimden bile uzaklaşmayı. Artık buradan dönmez, sabrım buraya kadarmış dediğim her an, Büyük sabırla ayağa kalktım yeniden... Her güçsüz hissettiğimde, çoğu gitti diyorum. İstediğinde her şeyin üstesinden geliyorsun diyorum. Ve sonra bu şarkının sözleri sarıyor içimi; Yüreğine güneş koy Yüreğine bulut koy Yüreğine yıldız koy Yola devam et... Hep böyle olmadı mı, yüreğime küçük mutluluklar sığdırmaya çalıştım. Ve her düştüğümde kafamı kaldırıp gökyüzüne bakıp, o maviliği her içime çektiğimde, bir nefes tutundum hep hayata... Zaten büyük mutluluklar peşinde de koşmadım hiçbir zaman. Az olsun, daim olsun dedim... İnsanların artık hiçbir şeyin kıymetini, değerini bilmediği bu hayatta, Ben her şeye o kadar çok anlam yüklüyorum ki... Sanırım en çokta burada kaybediyorum... Neyse günlüğüm uğrarım yine, görüşürüz... Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer... Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler, Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler... Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!
|
14 Eylül 2024, 18:38 | #165 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: Karahindiba Masumluğunda Çocuksu Kalbim
Nereden çıktı bu plastik çiçekler? Neden plastik bu çiçekler? Bulabildiği her toprak parçasında filiz veren tomurcuklara inat, her bahar yeniden yeniden renklenen yaşama inat, toprak mı bitti, yoksa yağmurlar mı? Ahh özensizlik, umursamazlık, sıradanlık… Her yanımızı saran bir boş vermişlik duygusu, Beğenilme güdümüzü tatmin için plastik cerrahi, Örselenen ruhlarımıza plastik sanatlar, Yapay ilişkilerin fırça darbeleriyle sürdürülen plastik yaşamlar. Neden çıktı bu plastik çiçekler? Neden plastik bu çiçekler? Özen göstermeye gerek bırakmayan bir güzellik bir birliktelik arayışı mı? Tıpkı evlilikler gibi… Savruk hayatların, tutunamamanın, kök salamamanın ve zamansızlığın, her daim zamansızlığın dışa vurumu mu? Etiketleri yırtılmış, eğilip bükülmüş ama içinde taşıdığı cana inat ayakta duran konserve kutuları süslemiyor artık pencere pervazlarını. Nereye gitti hercai menekşeleriyle övünen, tomurcuk veren sardunyalarıyla konuşan komşular? Gül ve hanımeli kokularının birbirine karıştığı dingin balkonlar? Ne zaman vazgeçti ortancalar teneke kutuları mesken tutmaktan? O uzak kentlerdeki karmaşada her şeye karşı yeniden tomurcuklanan yaşam sevinçlerine yer kalmadı mı? Gökdelenlerin gölgesinde başını kaldıramıyor mu kır çiçekleri? O kentlerin koşuşturmasında vaz mı geçildi nergisin kokusundan? Basit yaşamak zorlaştı, insanlar kente teslim oldu. Preslenmiş insan yığınları, PVC pencereler, kauçuk pabuçlar, plastik uzaktan kumandalar, naylon ilişkiler, çabalamadan güzellikleri ellerinde tutmak isteyen plastik yaşamlar… ve sulanması, özen gösterilmesi gerekmeyen, odalara yayılmış, sahibinin hevesinin geçmesini bekleyen plastik çiçekler. Nereden çıktı bu plastik çiçekler? Neden plastik bu çiçekler? Her şeye duygulanan ben, duygusallaşacak bir şey buldum yine. Yıldız Kenter ahh ne güzel söylemiş, içime işledi Oturur eski zamanın güzelliklerini düşünür dururum şimdi. Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer... Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler, Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler... Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!
|
21 Eylül 2024, 20:34 | #166 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: Karahindiba Masumluğunda Çocuksu Kalbim
Ahh günlük ahh...
Günlerdir yağmuru nasıl bekliyorum bilemezsin. Hava durumunda zaman zaman hava yağmurlu gösterse de, bir türlü o yağmur uğramıyordu buralara. Hep teğet geçiyordu. Sonunda bugün gündüz azıcık göz kırpıp kayboldu. Ama şimdi geldi tekrar... Hoş geldin yağmur Nasıl da özlemişim yağmur sesini, yağmurun ferahlığını... Eylül'e de yağmur yakışır hani. Beni böyle çocuksu heyecan sarıyor işte, doğanın seslerini seviyorum Ben gök gürültüsünden de korkmam, hiçbir zamanda korkmadım. Göğün de bir derdi var ki, haykırıyor demek ki diye düşündüm hep Aslında şimdi yağmur yağarken, mumları yakmak, Kitap okumak vardı... Ve tabii kahve eşliğinde... Offf en sevdiğim... Ama tabi bu aralar biraz yorgunum, alerjimi de kontrol altında tutmam gerekiyor. Haliyle mumlardan uzak durmam lazım. Fakat ilk söylediğimi yapamıyorsam, başka seçeneklerde yok değil. Çay demledim kendime. Babam burada değil, annemde çay içen biri değil. Tek başıma gelsin yine çay keyfi, yağmur sesi... Bir de ForumAdası! Forumsuz olmaz tabi ki de. Şu an benden mutlusu yok Şuraya bir de yağmurlu şarkı bırakıp bu anın tadını çıkarmaya koyuluyorum... Aslında bu hava tam da yağmurun sesini dinlerken hayal kurmalık Ve bir şarkı daha geldi aklıma... Mazar Alanson'un şarkısı... Çekilsem, hayaller mi kursam Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer... Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler, Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler... Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!
|
29 Eylül 2024, 19:10 | #167 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: Karahindiba Masumluğunda Çocuksu Kalbim
Bu aralar hiç keyfim yok günlük.
Son günlerde çok yoruldum... Bedenen, Aklen, Ruhen... Dermanım kalmadı... Bir bu eksikti dediğim her sorun beni buluyor. Ama ben yine de her şeye rağmen, Tüm yorgunluğuma, Dermansızlıklarıma, Duygusallığıma rağmen... Son bir nefes hep kalktım ayağa... Bazen ayaklarım ileri gitmekte zorlandı, İnatla sürüdüm onları. İstanbul'a çok gitmek istiyorum günlük, Yalnız başıma gezmek, ara sokaklarda kaybolmak, Vapura binip nefes almak, Kuşlara simit atmak, Eminönü'nde balık ekmek yemek... Kapalı çarşıyı gezmek, Mehmet Efendi'nin dükkanından taze çekilmiş kahve almak, Gülhane'de çay içmek, Beyazıt'ta sahaflara uğramak... Kız kulesini görmeyeli de çok oldu. Bir kitabım vardı, galata kulesi ile kız kulesinin hikayesini anlatıyordu, hala daha okumadığım bir kitap... Ve tabi bir hayalim vardı, seneler, çok seneler öncesine ait; 5,6,7 yıl belki. Tam hatırlamıyorum. Galata kulesini gezip fotoğraf çekmek, Galata'ya karşı o kitabı okumak, kahvemi yudumlamak, Kafamda o kitabı ve Kız kulesi ile Galata Kulesinin aşkını tahayyül etmekti. Sonra kendi şiirlerimi yazmak, İstanbul'a karşı... Belki bir roman, belki bir şiir kitabı neden olmasındı? Hayat hiç hayal etmediğim şekilde yönlendirdi beni... Artık bir önemi kalmadı İstanbul'un... Hatırlamak istemediğim anıların... Sadece İstanbul'un tarihini solumak, deniz havası almak belki, Yalnız bunun için hâlâ sevebilirim İstanbul'u, İstanbul sokaklarını... Ama şu aralar öyle dermanım yok ki, ayaklarım gitmiyor. Belki de cesaretim yok, Belki de orada kimsem kalmadığından o gücü bulamıyorum kendimde. Bir de kendi başıma edindiğim hatıralarım var, kim bilir belki yenilerini eklerim bir ara... İstanbul'a gidemedim ama alışveriş merkezine gittim bugün. Ne alaka di mi? Aslında niyetimde sonbahar fotoğrafları çekmek vardı, sonra baktım daha yaprak dökümü için erken... Yürüyemedim oraya kadar, aslında yürürdüm de, dermanım yoktu, nefes alamıyordum. Avm den çok çok aşağıda meşhur bir park var, aslında orada biraz dinlenirim diyordum ama zaten dinlenmeden yorulacaktım. Zor çıkmıştım zaten evden. Bende AVM'ye gittim işte. Aradıklarımı bulamadım tabi. Makarnayı çok sevdiğim için yarım saatlik uzak yoldan bir sürü makarna aldım geldim. Yoruldum ama olsun. Tabi ki bir de çok tatlış fincanlar aldım kendime. Ve o fincanlar mutluluğum oldu benim. İçimin bir yanı sonbahar, bir yanı böyle işte bazen... Kendi kendine mutlu olmaya, güçlü olmaya çalışmak; Bazen zor, bazen de iyi geliyor. Gerçi çok iyi hissetmiyorum, çünkü cuma günü diş operasyonu esnasında vurulan morfinler fena dokundu. Nefes almakta güçlük çekiyorum biraz. Gerçi ben morfin diyorum ama eskiden morfin diyorlardı dişçinin, dişe yaptığı uyuşturucu iğneye. Ne iğne acıttı canımı, ne de diğer yapılan işlemler, sadece doktorun kanaması durmuyor dediğinde korktum az biraz, panikledim içten içe ama... Asıl canımın acısı başka benim! Neyse... O değil de diş etimi acayip dikmişler. Bakmamıştım şimdiye kadar ama fena yarmışlar orayı. Gece uykuda kanaması daha fazla oluyor, boğazıma doluyor sanırım, öksürerek uyandırıyor. İyileşir mi ki? Hiç bilmiyorum. Yarın işe gitmek de istemiyorum ama tıpış tıpış gidicem. Kaçarı yok. Neyse böyle işte günlük... Bugünlük benden bu kadar olsun. Yazdım, çizdim, gidiyorum Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer... Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler, Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler... Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!
|
29 Eylül 2024, 19:22 | #168 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: Karahindiba Masumluğunda Çocuksu Kalbim
Son günlerde ne çok eskittim bu şarkıyı...
Bu şarkıda burada dursun. Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer... Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler, Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler... Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!
|
01 Ekim 2024, 02:18 | #169 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: Karahindiba Masumluğunda Çocuksu Kalbim
Kendimi sevmiyorum,
Hiçbir zamanda sevmedim... Hee kendimle barışığım ama sevmiyorum işte. Aklım kalbimi beğenmez, kalbim ise aklımı öyle bir şey işte. Bazen her şeye rağmen, bu dünyanın tüm zorluklarına rağmen iyi ki değişmedim diyorum... Bazen de aklım sen böyle salaklık yapıp duygusal olmaya devam et diyor. Aklım yetişkin, kalbim ise hala ilkokul birinci sınıfta anaokulu öğretmeni olmayı hayal eden o küçük kız yaşlarında. Bu yüzden aklım alsa da, bazen kalbim almıyor bazı şeyleri. Çok fazla ve ağır geliyor. Bu yüzden kafamda sildiklerimi bile, içimde de silsem, bıraktıkları hüzünler silinmezken, ya bende yeri baki olanların bıraktığı hüzünler... Yüreğim dayanmıyor, sığmıyor içime bazen. Ama mutluluktan değil, hüzünler kanser gibi yüreğimi sardığında nefes alamamaktan sığamıyorum ben... Ne içime ne de yeryüzüne... Yoruldum be günlük. Öyle böyle değil. Artık umudumu kaybettim, anlaşılmaya dair tek bir umudum yok. Ya huzur? Hayatım boyunca içimdeki o küçük kız huzursuz olmasın diye çok çabaladım... Ama olmadı... Gecenin sonunda, içindeki huzursuzluk, mutsuzluğu oldu hep... Hiçbir zaman huzurlu olmayı başaramadım... Belki de hayattaki tek başarısızlığım budur. Benim hep bir sözüm var söylediğim; "Ben çocuk gibi değilim, içim çocuk! İçimdeki o küçük kız büyürse nasırlaşır kalbim" diye... Aklım her ne kadar bana kızsa da, içimde ki o küçük kızın büyümesini istemiyorum... Canım yansa da, bu dünyanın düzenine ayak uyduramasam da, İçimdeki küçük kız huzursuz da olsa hep, Yalnızda kalsam... Hiçbir şeyin beni değiştirmesine izin vermicem. Bu da kendime notum olsun günlük... Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer... Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler, Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler... Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!
|
08 Ekim 2024, 10:56 | #170 |
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir. |
Yanıt: Karahindiba Masumluğunda Çocuksu Kalbim
İçimde tarifsiz bir kırgınlık var günlük...
En çokta kendime... Her şey ne kadar üst üste geldi... İşlerim, özel ve ailesel koşturmacalarım derken son günlerde hiç tadım tuzum yok. Ve her şeyin üstesinden tek başına gelmeye çalıştığında, yanında olan, anlayan olmadığında işin biraz daha zor oluyor. Destekçin olmadığında, gücün kendin olmak zorunda. Altında kalmadan, tek başıma üstesinden gelmeye çalışıyorum. Hemen hemen geldim de sayılır. Çoğu gitti azı kaldı... Kendime inanıyorum. Başarıcam ve, hepsinin üstesinden gelicem... Gelicem gelmesine de, kalbimdeki kırgınlıklara çare bulamıyorum. Tüm bu yoğunluklarım bittiğinde, işte o zaman gerçekten yalnız kalmaya ihtiyacım olacak rahat bir oh çekmek için. Kararlıyım tek başıma kısa bir süre uzaklaşmayı düşünüyorum. Bu şehirden uzaklaşmak iyi gelecek, tek başıma kısa bir tatil, herkesten uzakta. Kimsenin seni anlamasını, dinlemesini beklemeden... İçime yolculuk yapmak istiyorum birazda. Nereye olur bilmiyorum... Başıma bir şey gelir korkusu umurumda değil artık... Sokaklar, kötüler, kötülükler umurumda değil. Bulacaksa bulsun... Dualar korur beni... Ne zaman ruhum daralsa, başım sıkışsa, yalnız kalsam, Nefessiz kaldığımda, dualar nefesim oldu, güç oldu bana. Belki de bu yüzden içim yara alsa da dağılmadan ayakta durabiliyorum. Geçecek hepsi... Hadi Zeze'm az daha dayan... Öpüyorum kalbinin yaralarından Kendime Tarkan'ın şarkısı gelsin Bu Gri Şehrin Tüm Yollarını Rengarenk Boyamak İster,
Bazen Kızar Dünyaya ama Sadece Kendini Üzer... Göremezler, Kalbindeki Elmasa Erişemezler, Kanatlarını Rüzgara Açmış, Dur Diyemezler... Onun Bir Düşü Var ki Asla Bilemezler!
|
İçeriği Sosyalleştir |
Etiketler |
Çocuksu, daily, güncesi, günlüğüm, günlük, hayata dair, hiç, kalbim, karahindiba, masumluğunda, zeze, zezenin |
Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 5 (0 üye ve 5 konuk) | |
Seçenekler | |
Görüntüleme stilleri | |
|
|
|
|
ForumAdası, tüm hakları saklıdır. Kurucu: Jön TüRk Forum Sorumlusu: Zeze Geliştiriciler: Regex & Cry Tasarımcı: Mango
Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı bir şekilde kullanılmaktadır. |
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur. 5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür. Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir. 5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır. |