Tekil mesaj gösterimi
Alt , 10:08   #1
Çevrimdışı
Zeze
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Standart Orta Çağ’da Tarım

Orta Çağ’da Tarım



Orta Çağ’daki tarım ile İlk Çağ’daki tarım karşılaştırıldığında Orta Çağ’da tarımın daha sistematik hali getirildiği gözlemlenmiştir. 10. yüzyıl Avrupa’sında malikane adı verilen siyasi-ekonomik bölgeler oluşturulmuştu. Malikanelerin toprakları dört ana parçaya ayrılmaktaydı. Bunlar insanların yaşadığı yerleşim yerleri, tarımın yapılacağı tarlarlar, çayırlar ve ormanlardı. Tarımın yapılış biçimi Avrupa’nın farklı yerlerinde coğrafi farklardan ötürü değişiklik göstermekteydi. Akdeniz Avrupa’sında temel tarım aracı bir çift öküzle çekilen ve toprağı tırmıklayan hafif bir sabandı. Bu sabanın özelliği toprağı altüst etmekten çok gevşetmesiydi. Toprak iki kez çapraz olarak sürülüyordu. Ancak bu saban yöntemi Kuzey Avrupa’da işlemiyordu çünkü Kuzey Avrupa’da sert ve yoğun topraklı bataklıklar bolca vardı.

Avrupalılar da tarım yapabilmek için tekerlekli ve bıçaklı bir sabandı. Milattan önce 6.yüzyılda ilk olarak Slavlar tarafından ağır saban kullanıldı. Fransa ve İngiltere’de yoğunlaşmasının ardından kıta çapında en yaygın saban türü olduğu söylenebilir. Aynı zamanda sabanın bulunmasıyla halkın yüzde 90’ı köylü oldu. Hafif sabanın kullanıldığı tarlalar çapraz sürümden ötürü karesel şekildeydiler. Ağır sabanda ise uzun çizgiler şeklinde tarlalar yaygınlaşmıştı. Hububat tarımının sağladığı kaynaklarla hayvancılık da Orta Çağ Avrupası’nda yaygınlaştı. Aynı zamanda topraklar arttıkça nadasa bırakılan tarlalarda da artış gerçekleşti. Köylerde ise ortaklaşa tarımın yapılması tarımın sürdürülebilirliği açısından çok önemliydi. Ortaklaşa tarımda köylüler tarafından kontrol altına alınan tarımsal faaliyetler iklimsel özelliklere göre düzenleniyordu. Ortaklaşa tarımda tek tip ürün yetiştirilebiliyordu. Bunun sebebi ürünün kaldırılmasından sonra hayvanların tarlalara salınmasıydı. Ürünler aynı anda kaldırılmasaydı salınan aç hayvanlar diğer ürünleri yiyebilirdi.

Tarım geliştikçe tarımın önemi de daha çok devlet için belirgin oldu ve arttı. Bunların sonucunda ülkeler, ülkeler ile köyler, köyler ile toprak için savaşmaya başladı ve verimli toprakların önemi ve bu topraklara sahip olmak için harcanan kaynaklar da artmaktaydı. Orta Çağ’da her ne kadar iyi gitse de Kara Veba’nın gelişi ile tarım durma noktasına gelmiştir. İnsanları etkileyen Kara Veba tarıma zarar verse de topraklar dinlenmiş olduğundan Kara Veba’nın topraklara yarar sağladığı söylenebilir. Tarımın yapılması için gereken insanlar ise zor şartlarda çalışmak zorunda kaldı. Bu yükümlülüklerin en serti angarya idi.

Orta Çağ’da lordlar çıkan ürünün en büyük kısmını alıyordu. Çalışanlar hakkettiklerini almasa da çalışmak zorundaydılar. Malikanelerdeki lortlar kurdukları malikanelerde kral rolünde yaşıyorlardı ve işçilerini koruyordu. Bu durum Orta Çağ’daki toplumsal sınıf ayrımlarının da kanıtı niteliğindedir. Avrupa’nın yanında Orta Doğu ve Asya’da da tarım için elverişli toprakların önemi Avrupa’da gerçekleştiği gibi arttı ve tarım bir numaralı geçim kaynaklarından biri oldu. Devletler arasındaki ticarette de büyük önem oynadı ve bu ekonomik rekabet tarım için çok etkili oldu. Toplumlar birbirini tarımsal açıdan geliştirirken birbirlerine itici güç oldu. Bunun sonucunda ürün çeşitliliği arttı ve topraklar doğru şekilde kullanılmaya başlandı. Sonuç olarak Orta Çağ’da tarım yıl geçtikçe çoğaldı ve çeşitlendirildi.




To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.



To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
  Alıntı