
1939 yılına gelindiğinde Sovyetler’in Dış İşleri’nden yetkili kişisi değişmiştir bu da dış alanda büyük bir değişime yol açmıştır. Yeni yetkiliden önce görevde olan yetkili Birleşik Krallık ve Fransa ile protokol oluşturmaya çalışmıştır ve her seferinde reddedilmiştir. Fakat yeni yetkili Almanya ile anlaşma yapma yolunu tercih etmiştir. Uzun görüşmeler sonunda 23 Ağustos 1939 tarihinde Almanya ile saldırmazlık antlaşması yapılmıştır.
genel forum sitesi forumadasi.com
Münih Antlaşması
Konuşmayı Almanca dilini kullanarak gerçekleştiren bölgelerin Almanya ülkesine bağlanmasıdır. Bu stratejik önemi yüksek olan hamlenin başlangıç tarihi 12 Mart 1939’dur. Bu tarihte Avusturya Almanya’ya bağlanmıştır. Bu adımdan sonraki hedef Çekoslavakya’da bulunan Sudet bölgesidir. Hitler’in büyük baskısı ile 29 Eylül 1938 tarihinde Sudet bölgesi bu tarihte yapılan Münih Antlaşması ile Almanya’ya geçmiştir. Konferansa her ne kadar diğer ülkelerin temsilcileri gelse de Çekoslavakya adına hiç kimse gelmemiştir. Hitler bu antlaşmayı hızlandırabilmek için uğraşmıştır ve bu uğraşın sonucu olarak 1 Ekim 1939 tarihinde silah kullanılmadan, uluslarası anlaşmaları göz önünde bulundurarak nüfusun yarısından fazlasını Almanların oluşturduğu gerekçesiyle bölge ele geçirilmiştir. Çekoslavakya’nın kalan toprakları anlaşmaya göre yine Almanlar tarafından 15 Mart 1939 tarihinde ele geçirilmiştir.
Avusturya’nın İşgali
Anschluss düşüncesi ilk kez 1919 yıllarında ortaya atılmıştır ve bu düşünce çok büyük destek görmüştür. Avusturya’yı destekleyen sosyalist topluluk 1933 yılına kadar bu düşünceyi destekleseler de Nazi Partisi başa geçtiğinde bu düşünceye sıcak bakılmamıştır. Hitler bu düşünceyi gerçekleştirmek için Avusturya ülkesinde iktidara nazilerin gelmesine yardımda bulunmuştur fakat girişim başarılı olamamıştır. 1937 yılına gelindiğinde Almanya ve İtalya’nın birbiriyle anlaşmasıyla Hitler Avusturya konusunda daha da sert davranmaya başlamıştır. 12 Mart 1938 tarihinde Avusturya’da plebisit yapılmasının kararı alınmıştır. Fakat yapılacak olan plebisitten bir gün önce Alman ordusu Avusturya’ya saldırmıştır ve Avusturya ordusu karşılık koyamamıştır. Yapılan plebisitte Avusturya’nın Almanya’ya bağlanması yaklaşık %99 oranında oy almıştır.
Çin-Japon Savaşı
Japonların Çin’i ele geçirme arzusu vardır ve bu amaç için zehirli gaz bile kullanmışlardır. Japonlar bir olayı bahane ederek 1937 yılında tekrar saldırıya geçmiştir. Yaptıkları saldırıda Nankin’i ele geçirmişlerdir. 1938 yılında ise Kanton ve Hakov’u ele geçirdiler. Japonlar’ın Mançurya tarafından Moğolistan’a doğru yönelmeleri onları Sovyetler ile karşı karşıya bırakmıştır. Bu durumda Rusya iki cephede birden savaşmak zorunda kalacaktı. Bu da Hitler ile Rusların anlaşmaya yapmasına yol açtı. Fakat Rusların 1939 yılında Kolin’de Japonları yenmelerinin ardından Japon ordusunun o kadar iyi olmadığını ispatlamıştır. Bu olayın ardından Japonlar Pasifik ve Güneydoğu Asya tarafına döndüler.
Anti Komintern Paktı
Japonlar Moğolistan ve Sibirya sınırlarında Sovyetler ile sorun yaşamaktadırlar. Bu olay Almanya’ya Japonya ile yakınlaşma fırsatı sunmuştur. Bu iki ülke arasında 25 Kasım 1936 tarihinde Anti Komintern Paktı imzalanır. Bu antlaşmaya göre ülkelerden biri Sovyetler tarafından saldırıya uğradığında diğerine destek olacaktır. Almanya İtalya’nın da bu antlaşmaya katılmasını ister ve İtalya’ya baskı uygular. 1 yıl sonra yani 6 Kasım 1937 tarihinde İtalya da antlaşmayı imzalar. İspanya ise yapılan bu antlaşmaya 27 Mart 1939 tarihinde katılır. Fakat İspanya bu antlaşmayı imzalamasına rağmen Almanya Sovyetler ile savaştığında İspanya tarafsız davranmıştır.
İspanya İç Savaşı
İspanya’da 1898 tarihinden beri önemli kolonilerin kaybedilmesi ile hızlanmış olan ekonomik ve sosyal anlamda yaşanan düşüş iç savaş olmasının en büyük sebebidir. 1923 yılında diktatör olan General De Rivera en başa geçene kadarki sürede 33 kabine değişmiştir. İspanya’nın monarşik yapıda istikrar sağlayamaması, hem ekonomi hem de sosyal bakımdan çok büyük etkisi olmuştur. Ordunun ve asillerin karşılıklı çıkarlar sebebiyle sağcı davranması yani kralı desteklemesi durumu yaşanmıştır. Fakat bu durumun farkında olan ve bu durumdan şikayetçi olan gruplar da vardır. Bu gruplar komünistler ve halktan oluşur. Genellikle Katalunya ve Bask bölgesinde bulunurlar. Bu şikayetçi gruplar De Rivera’nın başta olduğu dönemde çok etkin gözükmeseler de De Rivera’nın bu gruplarla baş edememesi sonrasında yönetimden vazgeçmiştir.
De Rivera’nın yönetimden vazgeçmesinin ardından 2.Cumhuriyette Nasyonalistler ve bunun ardından Cumhuriyetçiler yönetime geçmiştir. Her ne kadar ülke başına geçseler de ülke içerisinde olan karmaşıklığı çözememişlerdir. Bu olayların ardından Cumhuriyetçiler ve Milliyetçiler arasında savaş çıkmaya başlamıştır. Yaşanan iç savaşın başlangıcında Cumhuriyetçiler çok daha avantajlı gözükse de sonrasında İspanya Afrika’sı ve İspanya ordusunun bir kısmının Milliyetçileri desteklemesinin üzerine avantaj ortadan kalkmıştır. Almanya ve İtalya’nın başlarındaki kişiler olan Mussolini ve Hitler köklü eylemleri ile Alman ve İtalyan savaş uçaklarını ilk kez İspanya’da denemişlerdir. 1939 yılına gelindiğinde General Franco başa geçmiştir. General Franco’nun liderliğinde Milliyetçiler tüm yönetimi ele geçirmişlerdir ve toplam ölü sayısı yaklaşık 600.000 civarındadır.
Versay Antlaşması ve Adolf Hitler’in Yükselmesi
Adolf Hitler 1933 yılında iktidara gelmiştir. Savaşın sonuna kadar üç aşamalı bir strateji uygulamıştır. Adolf Hitler iktidara geldiğinde öncelikle Alman ekonomisine önem vermiştir. 1. Dünya Savaşı ve 1929 yılında yaşanan Dünya Ekonomik Bunalımı’nın ardından Alman ekonomisi de ciddi zararlar görmüştür. Bu zararlara başlıca örnek verecek olursak yüksek orandaki işsizlik, yüksek enflasyon bunlardan bazılarıdır. Orta sınıflı insanların ve iş adamlarının sol korkusu Adolf Hitler’in yükselişinde azımsanmayacak bir rol oynamıştır. Ekonomi düzene sokulduktan sonra Adolf Hitler karar kuvvetlerinin, deniz kuvvetlerinin ve hava kuvvetlerinin Versay Antlaşması ile gelen kısıtlamalardan kurtarılmasını sağlamaya çalışmıştır.













Normal
