
1484 yılında ise Kristof Kolomb adında bir kâşif Portekiz kralı İkinci John’dan Portekiz’in batısına doğru Atlantik üzerinden bir yolculuğa çıkmak için finansal destek ister. Kolombus’un amacı ise Dünya’nın çevresinden dolaşarak Atlantik üzerinden Hindistan’a ulaşmak ve böylelikle yeni bir ticaret rotası keşfetmektir. Bu yeni rota sayesinde Portekizliler ticari yolların kontrolü konusunda önemli bir üstünlüğü ve Doğu’dan gelecek zenginlikleri elde etmiş olacaklardı. Fakat coğrafya ile uğraşan bilim insanları Kolombus’un dünyanın çevresinin uzunluğunu azımsadığını ve aradaki mesafenin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda ise bu yolculuğun oldukça başarısız olacağını söylerler. Bunun üzerine Kristof Kolomb Portekiz kralından destek alamaz.
genel forum sitesi: forumadasi.com
Bunun ardından Kolomb pes etmeyip bu fikrini birçok ülkenin yöneticilerine açıklar ve yardım ister. Fakat şartlar dikkate alındığında hiçbir ülke bu kadar riskli bir yatırım yapmak istemez. Kolomb’un talebi ancak İspanya tarafından kabul görür. İspanya, o yıllarda bölgedeki İslami yönetimi ancak yenebilmiş ve kıyı kesimlerini henüz yeni elde edebilmiştir. Bu yüzden denizaşırı ticaret konusunda kendisini göstermeye isteklidir, fakat bu var olan yollar Portekizliler ve Araplar tarafından domine edilmiştir. Bu yüzden yeni bir rota arayışına yatırım yapmayı kabul ederler.
Kristof Kolomb Amerika’yı Kaç Yılında Keşfetti?
3 Ağustos 1492 tarihinde Kristof Kolomb, emrine verilen 3 gemi ve 90 küsür adam ile Atlantik’e açılır. Yolculuğunun ilk 10 günü güneşli havanın keyfini çıkaran filo, ardından rüzgârın kesilmesiyle sıkıntılar yaşamaya başlar. Zor bir yolculuğun ardından 12 Ekim 1492 tarihinde 3 gemi küçük bir adaya varır. Kolomb vardıkları yerin Hindistan olduğunu düşünse de yanılmaktadır. Aslında vardıkları yer şu anda Bahamalar olarak adlandırılmaktadır. Sonraki 10 hafta boyunca Kolomb Karayipler’de dolaşmaya devam eder ve Küba ile Hispanya diye adlandırdığımız bölgeleri keşfeder. Birçok baharat, altın ve esir elde eder. Burada karşılaştığı kişileri İngilizce “Indians” olarak adlandırır çünkü aslında Hindistan’da olduğunu zannetmekteydi (İngilizce’de Hindistan “India” anlamına gelir). İspanya’ya döndüğünde ise Uzakdoğu’ya ulaştığına kesin gözüyle bakılmaktaydı. Bu sayede yeni yolculuklar için sermaye elde etti. Yolculuklarında getirdiği değerli mallar sayesinde hem kendisi hem de İspanya zenginleşti.