
Fenomenolojik yöntemin ikinci adımı, eidetik indirgemedir. Bu adım, bir nesnenin eidosunu (Yunanca da biçim) sezebilmeye, nesneyi olasılıklar ve rastlantılar dışındaki değişmez öz yapısı içinde kavramaya verir; böylece yalnızca belirli bir zihinsel edinimin değil onunla karşılaştırılabilir her türlü edimin eidosu sezilebilir.
Örneğin görülen her nesnenin bir rengi, uzamı ve biçimi olmalıdır. Eidetik indirgeme yalnızca duyusal akıl ve nesnelerin incelenmesinde değil, matematiksel nesnelerin, değerlerin, ruhsal durumların ve arzuların incelenmesinde de kullanılabilir.
Husserl, paranteze alma yöntemi sayesinde bütün ön yargılardan, peşin hükümlerden bağımsız olan, insanların yaşam dünyalarının temellerini keşfedebilecek, özlerin özünü ortaya koyabilecek bir felsefe kurmayı amaçlamıştır. Husserl’in kurmayı amaçladığı bu felsefeye göre insan olmanın özü, aklın rehberliğindeki toplumsal dünyada özgün bir insan varlığı olmaktır.
Bu felsefe, her şeyi ön varsayımlara indirgemeyi ve her şeyin en temel bilgisine, özüne ulaşmayı amaçlar (Slattery, 1991:142). Diğer bir deyişle fenomenoloji, insan deneyimlerinin hepsini inceleyerek insan niyetselliğinin, bilincin ve yaşam dünyasının (lifeworld) temel yapılarını ortaya koymaya çalışan ve insan algılarını inceleyip yorumlayabilmek için sezgilerin de kullanılması gerektiğini savunan bir felsefedir (Slattery, 1991:143).













Normal
