
Molar (Bütüncül) Davranış
Tolman’a göre, davranışın en temel özelliği amaçlı oluşudur. Bu nedenle bir davranış sadece uyarı-tepki ilişkisine, hatta Guthrie gibi bazı davranışçıların yaptığı gibi en küçük kas hareketlerine kadar indirgenmesine karşı çıkmıştır. Öyle ki bir davranış, yüzlerce hareketten meydana gelmiş olabilir. Guthrie gibi kuramcıların moleküler bakış açısı, davranışın anlamlılığını kaybettirmektedir. Tolman kuramında, davranışı küçük tepki birimlerine bölmektense davranışı bütüncül bir şekilde, amaçlı ve bilinçli (bilişsel) yönleriyle birlikte ele almıştır. Buna da “molar davranış” demiştir.
forumadasi.com
Ara Değişkenler
Tolman, bir değişkenin sadece uyarıcı-tepki ilişkisi içinde ortaya çıktığı fikrini tatmin edici bulmamıştır. Ona göre organizmalar, kendi davranışlarına pusula görevi gören anlamlı psikolojik süreçleri tanırlar. Psikolojik süreçler, uyaran ve tepki arasındaki ilişkiye müdahale eder ve davranışı ortaya çıkarır, davranışa anlamlı olarak bağlanmıştır. Ara değişken ifadesi, davranışı yönlendiren ve çevresel uyaran ile gözlemlenebilen tepkiler arasında arabuluculuk eden psikolojik süreçleri ifade eder. Bu değişkenler için farkındalıklar, beklentiler, amaçlar, varsayımlar ve istekler örnek verilebilir.
Zihinsel Deneme-Yanılma
Tolman, karar verme durumlarında organizmanın karar vermeden önce durup düşünmesine “zihinsel deneme-yanılma” adını vermiştir. Burada canlı, kendisini hedefe ulaştıracak alternatifleri bilişsel olarak zihninde canlandırıp en uygun olanı seçmeye çalışmaktadır. Babasından harçlık isteyecek olan bir öğrencinin babasına telefon etmeden önce, ondan parayı “nasıl” isteyeceğine dair zihninde canlandırma yapıp en etkili olacağını düşündüğü konuşmayı seçtikten sonra babasını araması buna örnek verilebilir. Böylece gözlenebilir bir davranış olarak deneme-yanılma (Thorndike’ın bahsettiği şekliyle) yerine bilişsel olarak bu süreci işletir. Sorun çözülünceye kadar bu zihinsel deneme-yanılma sürdürülür.
Öğrenme ve Performans
Davranışçıların pek çoğu, öğrenmenin (koşullanma) davranışta meydana geldiği; bu nedenle anında davranışta gözlenebildiği ve organizma o davranışı sergilemedikçe öğrenmenin oluşmadığı şeklinde bir düşünceye sahiptirler. Oysa Tolman; organizmanın çevreden çok şey öğrendiğini, ancak öğrendiği bilgileri zihninde depoladığı ve gerekmedikçe de davranışa dönüştürmediğini söylemektedir. Bundan dolayı öğrenme ve performans (öğrenilmiş bilgilerin gözlenebilen davranışlara dönüştürülmesi) ayrımı yapmış ve öğrenmenin bilişsel boyutta gerçekleştiğini, gerektiği zamanlarda organizma tarafından performansa dönüştürülebileceğini ifade etmiştir.
Gerek koşullanma kuramlarının gerekse beklenti kuramının öğrenme sürecinde organizmada gözlenen davranışlar hemen hemen aynıdır. Ancak Tolman’a göre organizmanın öğrendiği şey tepkiler değil, onu amaca götürecek olan yollardır. Bunu da çevresi ile etkileşime girerek bilişsel düzeyde yapar (bilgi edinir.). Gerekli olduğu zamanlarda da bu bilgileri işleyerek amaca ulaşmaya çalışır. Tolman’ın “ödül beklentisi”, “yer öğrenme” ve “örtük öğrenme” kavramları onun bu görüşünü destekler nitelikte bulgulardır.
Ödül Beklentisi
Tolman öğrenme için ödülü gerekli görmemektedir. Yani ödül olmadan da öğrenme gerçekleşir. Ancak ödül, performansı etkilemektedir. Ödülün varlığı canlılarda önceden öğrenmiş oldukları davranışları sergilemeleri için onları güdülemektedir.
Bir öğretmen sınıfta bir problem verir ve “bunu kim tahtada çözmek ister?” diye sorar. Ancak sınıfta parmak kaldıran öğrenci olmayınca, “Tahtada çözene artı vereceğim.” deyince sınıfta pek çok öğrencinin parmak kaldırdığını görür.
Tolman’a göre performansın ortaya çıkmasını sağlayan şey ödülün kendisi değil, ödül beklentisidir. Organizma, belli durumlarda davranışta bulunmak için bir ödül beklentisi içinde olur. Beklentilerine uygun bir ödül elde edecekse harekete geçer ve bu beklentisi sonraki zamanlar için de geçerliliğini korur (Doğrulanmış olur.). Beklentiyi karşılayacak bir ödül yoksa (diğer deyişle beklediği ödülü elde edeceğini düşünmüyorsa) organizma harekete geçmeyecektir. Yukarıdaki örnekte öğretmen artı vereceğini söyleyince pek çok öğrenci harekete geçmiştir. Artı (+), bir ödül olarak bu öğrencilerin beklentilerine uygundur. Ancak bazı öğrenciler buna rağmen parmak kaldırmamış, harekete geçmemiştir. O hâlde artının, bazı öğrencilerin beklentisini karşılayacak türde bir ödül olmadığı söylenebilir. Başka bir örnek verecek olursak; bir öğrenci öğretmeninin artı vereceğini düşünerek ödevini yapmış, ancak öğretmeni o gün ödev yapanlara sadece şeker vermekle yetinmiştir.
Burada bu öğrencinin ödül beklentisi karşılanmış olur mu? Bu öğrenci şekeri alınca sevinmiş midir? Ya da ne kadar sevinmiş olabilir? Muhtemelen bu öğrenci kırgınlık ve hatta belki kızgınlık yaşayacak, bir sonraki ödevi yapmaya artık eskisi kadar istekli olmayacaktır.
Yer Öğrenme
Tolman; organizmanın basit uyarıcı-tepki ilişkilerini öğrenmediği, içinde bulunulan koşullara uygun alternatif davranışların seçilerek amaca ulaşıldığını göstermek için farelerle bir dizi yer öğrenme deneyi yapmıştır. Bu deneylerde farelerin bırakıldığı labirentlerde ödüle (peynir) ulaşmak için alternatif tepkiler kullanmalarını gerektiren farklı yollar vb. yer almıştır. Tolman’ın iddia ettiğini doğrular şekilde fareler, hemen her seferinde, pekiştirmeden bağımsız olarak, doğru yolu bulabilmişlerdir. Hatta fareler, alternatif yollar varken bile kendilerini en kısa yoldan amaca ulaştıracak yolu kullanmayı tercih etmişlerdir.
Öğrenme Dğeişkenleri
Tolman’a göre, öğrenme basit uyarıcı-tepki ilişkisi değildir. Çok daha karmaşık bir sürecin eseridir. Dolayısıyla öğrenme üzerine etki eden faktörlerin sayısı da hayli çoktur. Tolman öğrenme sürecini üç temel değişken olarak ele almıştır.
Bunlar;Burada bağımlı değişkenler tepkiler ve davranışları kapsar. Diğer değişkenler, bağımlı değişkenler, üzerinde etki ederek onun alacağı durumu belirler.
- Bağımlı değişkenler
- Bağımsız değişkenler
- Çevresel değişkenler
- Bireysel farklılık değişkenleri
- Ara değişkenler
Bağımsız değişkenler içinde yer alan çevresel değişkenler; yoksunluk (ihtiyaç) durumu, amaç nesnesinin uygunluğu (ata ot, kurda et), işaret ve ipuçlarının uygunluğu, öğrenme için gereken motor tepkilerin türü vb. gibi durumları kapsar. Bireysel farklılık değişkenleri ise; kalıtım, yaş, önceki deneyimler, hormonlar, aldığı ilaçlar vb. olarak sıralanır.
Ara değişkenler ise organizmanın içsel, psikolojik süreçlerine işaret eden bir kavramdır. Öğrenme psikolojisine ara değişken kavramını Tolman getirmiştir. Tolman’a göre uyarıcı ile tepki arasında ara değişkenler vardır. Ara değişkenler içsel süreçlere işaret ettiği için fiziksel değildirler. Ölçülebilir, ancak gözlenemezler. Bağımsız değişkenler, ara değişkenlerle etkileşerek bağımlı değişkeni yönlendirmektedir. Ara değişkenler; istekler, beklentiler, amaçlar, algılar, inançlar vb. olarak ifade edilebilir.