
Omurgalıların, suda ya da karada yaşayan, sürünerek ya da yürüyerek ilerleyen sınıfıdır.
forumadasi.com
Karada yaşayan biçimlerin evrim tarihinde en önemli yerlerden birini tutan sürüngenlerin kökenleri, bütün öbür biyolojik soylar (eski devirlerde yaşamış küçük boyutlu ikiyaşayışlılardan başlayarak) gibi, hâlâ tam açıklığa kavuşturulamamıştır. Sürüngenlerin, memeliler ve kuşların türediği bir grup olduğu sanılır, ama evrim olayları ölçüsüzce yalınlaştırılmamalıdır ve ikiyaşayışlıların balıkların soyundan geldikleri ve bir sürüngenin ortaya çıkmasına neden oldukları biçimindeki klasik taslak “kullanışlı bir imge” den başka bir şey değildir.
KABUKLU YUMURTALAR
Günümüzde eldeki bilgilerin ışığında, Karbon devrinin başlangıcından beri, üremelerini sağlamak için suya bağımlı kalmış olan ikiyaşayışlıların yanı sıra, bunların yakın akrabası, olan, ama kabuklu yumurtalar yumurtlayan ve yumurtadan çıkan yavrularının hemen suya gereksinimi olmayan bir grubun var olduğu anlaşılmaktadır (oysa ikiyaşayışlıların suda yumurtlanan ve döllenen, bir kabukla da korunmamış olan yumurtalarından çıkan kurtçuklar için su gereklidir). İyi korunmuş kabuklu yumurtalar yumurtlama yeteneği, embriyoların yumurtalar içinde gelişmesi ve buradan çıktıklarında bulundukları ortama uyum sağlama yetenekleri, sürüngenleri ikiyaşayışlılardan ayıran başlıca özelliklerdendir.
Yaklaşık 250 milyon yıl önce, ikiyaşayışlılarla ortak ataları olan canlılar, bu döneme özgü yetkinleşme yolunda bulunabiliyordu. Kısa süre içinde dört ayaklı omurgalılar suda yaşama zorunluluğundan kurtulmuş ve Karbon devrinin bitkisel yayılımını izleyen kuru ortamda gelişebilmişlerdir. Kimi araştırmacılar, sürüngenlerin atalarını oluşturan biçimlerin seymuriyamorf arasında yer aldığını ileri sürerler. Seymouria cinsi ve buna akraba olan cinsler, anatomileri bakımından, hem ikiyaşayışlıları, hem de ilkel sürüngenleri anımsatırlar, ama bazı belgeler, bunların suda yaşayan kurtçukların görünüşünde geliştiklerini ve sürüngenliğe olan eğilimlerine karşın, hâlâ ikiyaşayışlı olduklarını kanıtlamaya yöneliktir.
Kafataslarıysa zırhlıbaşlılara ait ikiyaşayışlılara ve balıklara özgü bir yapıdadır. Bununla birlikte, seymuriyamorfun yapılarının inceliği nedeniyle hiç fosilleşmiş izler bırakmayan ama Karbon devrinde, bir yandan döl bırakmaksızın çabucak ortadan kalkmış olan Diadectes’i ve öte yandan kotilozorları (Cotylosauria) oluşturan küçük boydaki “ilksürüngenler”le ortak atalara sahip oldukları düşünülebilir.
KOTİLOZORLAR VE DÖLLERİ
Hemen hemen bütün uzmanlar, sürüngenlerin kökenini (kendileri döl bırakmaksızın, Permiyen’in sonundan önce ortadan kalkmış olan) kotilozorlarda aramak gerektiği konusunda görüş birliğine varmışlardır. Bu, Orta ya da Alt Karbon devrinden başlayarak türemiş olan kimi kotilozor biçimlerinin bilinen bütün sürüngenlerin ataları oldukları anlamına gelir. Bu sürüngenler şöyle sıralanabilir:
a) Kaplumbağalar ya da Chelonia: Günümüze kadar her zaman bol bulunmuştur;
b) Synapsida: Takımlarından biri olan Therapsida memelilerin kökenidir;
c) Pleziyozoriar (Plesiosauria): Tebeşir devrinde döl bırakmaksızın ortadan kalkmışlardır;
d) İhtiyozorlar (îchthyosauria): Denizlerde yaşayan büyük sürüngenlerdir, Tebeşir devrinde döl bırakmaksızın ortadan kalkmışlardır;
e) Lepidozorların (Lepidosauria) ataları; Günümüzde yaşayan yılanlar, kertenkeleler ve kalakbaşlılar (Rhynchocephalia );
f) Arkozorlar (Archosauria): Triyas’ ta ortadan kalkmış olan tekodontların (Thecodontia) atalarıyla ilgili biçimleri vermiştir.
Tebeşir devrinin sonunda ortadan kalkmış olan dinozorlar; kuşların daha doğrudan eski ataları olan, aynı biçimde Tebeşir devrinde ortadan kalkan pterozorlar (Pierosauria); hâlâ var olan timsahların ataları.















Ağaç şeklinde