
Hem yaban arısı hem de bal arıların birçok türü olmasına rağmen en yaygın arılar bal arıları ve bombus arılarıdır; yaygın yaban arıları ise kâğıt eşek arısı ve sarıca adıyla bilinen Avrupa eşek arılarıdır. Türkiye’de her yerde görülebilirler.
Arılar ve yaban arıları arasındaki farkı anlamanın bir yolu görünümleridir. Yaban arıları dünyada geniş dağılım gösteren yapıları iri olan, sarı renkli, sarı, siyah çizgilere sahip arılardır. Yaban arılarının bazıları siyah ya da beyaz renkli olabilir. Uzunlukları 25-30 milimetreyi bulabilir. Kanat uzunlukları gövde boyları kadardır. Avrupa eşek arıları çok zararlı bir türdür, uzunlukları 40 milimetreyi bulabilir. Karın kısımları kahverengi çizgili, portakal rengidir. Kolonilerindeki işçilerin sayısı 700’ü bulabilir. Yuvalarını ya da kovanlarını çalılıklara, binaların kenarlarına, çatı katlarına, ahırlara, duvarlardaki boşluklara yapabilirler. Bu arı türü ağız parçalarıyla ısırırken aynı zamanda sokabilir. Savunma durumuna geçtiklerinde yuvada bulunan tüm arılar harekete geçebilmektedir ki bu durum insanlar açısından çok tehlikeli olabilir.
Yaban arıları daha ince gövdelidir. Arı herhangi bir kişiyi sokarsa, muhtemelen belinin eğrisine ya da bacaklarının şekline dikkat edilmez fakat dikkat edildiğinde onu tanımlamaya yardımcı olacak bazı belirgin özellikler fark edilir. Yaban arıları bel bölgesinde daralan ince bir gövdeye sahiptirler. Parlak görünürler ve pürüzsüz bir vücut yüzeyleri vardır. Yaban arıları uçuş sırasında aşağıya sarkan arka bacaklara sahiptir ancak uçma sırasında bir bal arısının arka bacakları görülemez. Yaban arıları çiçeklerin tozlaşmasında (polinasyon) görev almaz, ayrıca bal yapmaz.
Yaban arıları ekosistem için yararlıdır. Yaban arıları, yuvadaki yavrularını beslemek için diğer böcekleri yakalayan, popülasyonları kontrol eden etobur yırtıcılardır. Sinekler, cırcır böcekleri, tırtıllar ve diğer böceklerdeki azalmaların nedeni eşek arılarıdır. Yetişkinler bazen nektar veya polenle beslenirken, yavrularını böcekler, eklembacaklılar, sinekler ve hatta tırtıllarla beslerler. Bu nedenle tarımda zararlı olan canlıların ortadan kalkmasında önemli bir rol oynadıkları, ekosistem için yararlı oldukları söylenebilir. Bunların dışında balık, et, tatlı, şekerli besinleri de tüketen yaban arıları piknik yapılan alanlarda çöp tenekelerinin yakınında bulundukları için rahatsız eden hayvanlardır.
Yaban arıları yuvalarını yarıklara, sapa yerlere yapar. Yaban arıları yuvalarını odun liflerini çiğneyip tükürükle karıştırarak yaptıkları hamur benzeri bir salgıdan inşa ederler. Sarıca ya da Avrupa eşek arıları birbiri üzerine bir dizi petek oluşturur ve onları yumuşak katmanlardan oluşan bir zarfla çevreler. Kraliçe ya da ana arılar yumurtalarını sayıları az olan petek gözlere bırakırlar. Yaban arıları yuvalarını yarıklar arasında, sapa yerlerde inşa etme eğilimindedir. Yaban arılarının kraliçesi yuvalarını yalnız başına yapmaktadır. Çalılıklara, alçaktaki ağaç dallarına, kovuklara ya da duvardaki oyuklara, kemirgenler gibi hayvanlardan geri kalan deliklere, nadiren yerin altına yaptıkları yuvaları bazen bir kova kadar büyük olabilir. Kâğıt eşek arısı türü neredeyse her yatay yüzey alanının altında çevreleyen zarf olmadan tek bir kağıt petek oluşturur. Bir kolonide 25.000’e yakın yaban arısı bulunabilir.
Bir yaban arısı bir defadan fazla sokabilir. Yaban arıları çenelerindeki üst çenelerindeki (mandibula) güçlü dişlerle ısırırlar ama zor durumda kaldıklarında zehirli olan iğnelerini batırırlar. Hem arılar hem de yaban arıları, zehirlerini (venom) vücutlarına bağlı bir iğne ile enjekte ederler. Normalde yaban arıları insanları çabuk sokmaz. İğnedeki zehir sokma sonrası kişilere yoğun ağrı verir, bazı kişilerde ağır olabilen alerjik tepkilere neden olabilir. Yaban arısının iğnesi, bal arılarının iğnesi gibi dikenli değildir, bu yüzden yaban arıları ve çoğu arı, zehri cilde pompaladıktan sonra iğneyi çıkarabilir ve sonra uçup gidebilir. Sokanlar dişilerdir ve çok defa sokabilir.















Ağaç şeklinde