40 yıl sonra ırkçılık hala dünyanın gündeminde. Kimi olumsuz özellikleri belirli milliyetlere ve toplumsal gruplara indirgeyen, böylece kendi milliyetini veya grubunu diğerlerinden üstün göstermeye çalışan anlayışları bugün özellikle birçok Avrupa ülkesinde ve Almanya’da bunu yoğun bir biçimde görüyoruz. Irkçı anlayış karşımıza kim zaman Türk düşmanlığı, kimi zaman Müslüman düşmanlığı, Yahudi düşmanlığı, yabancı düşmanlığı kimliğiyle karşımıza çıkıyor. Bunu son dönemde Almanya’daki birçok tartışmada yoğun bir biçimde yaşıyoruz. Göçmen toplumunun içinden çıkan bazı kişilerin yaptıkları olumsuzluklar bilinçli bir şekilde tüm gruba mal ediliyor, onların dışlanması meşru hale getirilmek isteniyor, göçmenlere eşit haklar vermemek için gerekçe gösteriliyor.
Değişik çehrelerle karşımıza çıkan ırkçılık, gruplar arasındaki düşmanlıkları körüklüyor, insanları kanlı saldırıların hedefi yapıyor. Aynı zamanda toplumlar ve ortak çıkarları olan insanlar arasında yapay bölünmelere yol açıyor. Haklı istemler için verilen mücadeleleri zayıflatıyor. Irkçılık ve ırkçılığa dayalı siyasetler aynı zamanda demokrasilerin de temel düşmanıdırlar.
HDF, ırkçılıkla kalıcı olarak mücadele edebilmek için aşağıdaki önlemlerin alınmasını talep etmektedir:
- Hükümet ve muhalefet partileri derhal bir araya gelerek, ırkçı saldırıların önüne geçmek ve göçmenlerin sorunlarına acil çözümler bulmak için bir zirve görüşmesi yapmalı, bir takvime bağlayarak somut kararlar almalıdır.
- Irkçı, aşırı sağcı ve faşist partiler yasaklanmalı, yöneticileri derhal cezalandırılmalıdır. Irkçı saldırganlara karşı cezalar ağırlaştırılmalı, yargılanmaları en kısa zamanda tamamlanmalıdır.
- İşyerlerinde ve kamuya açık yerlerde ırkçı ve yabancı düşmanı propaganda ve eylem yapanların işyeri ve iş güvencelerini sınırlayacak ve buralardan sağlanan sosyal hakları kısıtlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Avrupa'daki ırkçı, yabancı düşmanı ve ayrımcı etkinlikleri ve saldırıları gözleyecek göçmen ve uluslararası hukukçuların da yer alacağı bir "gözlemleme komitesi" oluşturulmalıdır.
- Medya kurumlarının göçmenlerle ilgili tek yanlı, taraflı haber vermelerine, yerine göre ise kimi haberleri hiç vermeme uygulamalarına karşı yayınları izleyecek bir “medya gözlemleme komitesi” içinde göçmenler de yer alacak şekilde kurulmalıdır.
- Irkçılıkla mücadelenin kalıcı bir şekilde sürdürülmesi için halkı bilgilendirici ve bilinçlendirici çalışmalara ağırlık verilmeli, bu alanda çalışma yapan kuruluşlara politik ve mali destek verilmelidir.
- Irkçılığa karşı bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları özellikle gençlere yönelik olarak okullarda yoğunlaştırılmalıdır.
- Nefrete dayalı suçlar Ceza Yasası’nda açık bir şekilde tanımlanmalı, bu suçlara caydırıcı cezalar öngörülmelidir.