
Yazı ilk olarak M.Ö. 3500 yıllarında Sümer rahipleri tarafından kullanılmıştır. Sümer rahipleri yazıyı tapınak ve depolarda bulunan malları kaydetmek için kullanmışlardır. Rahipler kayıtları tutarken işlemleri gerçekleştiren kişilerin isimlerini gösterme sorunu doğmuştur. Bu sorun üzerine kişi isimlerinin heceleri nesne adına benzetilerek ilgili nesnenin resimleri çizilmiştir. Kısa zaman içerisinde o nesnelerin işaretleri nesneyi değil, o nesnenin adındaki sesleri belirtmeye başlamıştır. Bu sayede, hecelerin seslerini simgeleyen işaretler kullanılarak kayıtlar tutulmuştur. Bunun sonucunda zamanla günlük konuşmaların seslerini belirten işaretler ortaya çıkmıştır. Yazı birdenbire ortaya çıkmamıştır. İnsanlar önce mağara duvarlarına, kayalara ve taşlara yaşadıkları ortamı anlatan resimler yapmışlardır. Ancak bu resimler bir olayı anlatmalarına rağmen yazı niteliği taşımamaktadır. Zamanla bu resimlerin gelişmesi ile ideografik yazı şekli ortaya çıkmıştır. Olaylar insanların daha önce yaptıkları gibi yine resimlerle belirtilmekte ancak resimler, kendisini değil de anlamını tanımlamaktadır. Örneğin, bir kuş resmi bir kuşu belirtmek yerine “uçmak” eylemini göstermek için kullanılmaktadır.
Benzer Konular: