
İslamiyet’in doğduğu Dönemde Arap Yarımadası, Asya, Avrupa ve Afrika’daki Sosyal ve Siyasal Karışıklıklar
Sonuç olarak, İslamiyet’in doğumu sırasında belirli coğrafyalardan gerek siyasi, gerek sosyal sıkıntılar olduğu kanıtlanmıştır. Avrupa’da derebeylik ve Papa’nın yetkisinin artmasına Roma İmparatorluğu’nun Kavimler Göçü nedeniyle yıkılması rahat bir zemin hazırlamıştır. Avrupa’da kilise ve krallıkların bir arada güçlerini arttırmaya çalışmalarından doğan bir siyasi birliksizlik vardır. Başka bir nokta ise Mısır ile Bizans arasında çıkmış olan ve Hristiyanlık’ın yanlış anlaşılmış olmasından kaynaklanan sıkıntılar olduğu açıktır. Göktürkler’in yaşadığı coğrafya birçok dine mensup insana ev sahipliği yapmaktaydı. Göktürkler ne kadar etkileşimde olsalar da diğer dinleri özümseyemediklerinden dolayı, coğrafyada inançsal bir karışıklık ortaya çıkmıştır.
Arap kabileleri arasında genelde toprak isteğinden kaynaklanan kan davaları mevcuttu. Vizigot, Ostrogot ve Franklar arasında geçen savaşlar ve tartışmalar birçok sıkıntıya neden olmuştur. Roma İmparatorluğu birçok sıkıntı altında kalmıştır. Çin Türk coğrafyasına hakim olmak istediği için -ki bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi İpek Yolu’dur- Türklerle birçok husumete girmiştir. Hinduizm, kast sistemine dayalı bir inanış olduğu için Hindistan’da gerek sosyal, gerek siyasi karışıklıkları ortaya çıkarmıştır. Son olarak Japonya, Dünya siyasetinde hatta kendi coğrafyasında bile etkin olamamış; bu da kendi içinde sıkıntıları ortaya çıkarmıştır.