
Velîd, ganimet toplamakla uğraşan Müslüman askerlere baskın düzenledi. Bunu görünce, Kur’an ordusu geri döndü ve saldırdı. İki güç arasındaki Müslümanlar paniğe kapıldı. Bazıları kollarını bıraktı ve saflar kırıldı. Yine sarıldıklarında ve çarpışmaya başladığında, Hz. Hamza, Vahşi b. Harb tarafından şehit edildi. İbn Kamîe, Hz. Peygamberin yanında durdu ve kılıcı bir grevle suratından yaraladı. Peygamberin kaskı ikiye bölünmüş yüzüğe battı. Utbe b. Ebû Vakkāsıl attığı taşla alt dudağını indirdi ve diş kırıldı. Abdullah b. Darbe ile Şihâb’ın alnında yaralandı. Uba b. Halef Allah’ın Elçisini öldürmek için hareket etse de, Tanrı’nın Elçisi onu bir mızrakla attı. Uba, bunun etkisiyle Mekke’ye dönüş yolunda öldü. Resulullah Medine’den Mekke’ye gitti ve Abu Amam’ın savaştan önce kazdığı çukurlardan birine düştü ve diz kapakları yaralandı. O zaman bile, “Ey Rabbim! İnsanlarıma rehberlik ettim, çünkü gerçeği bilmiyorlar.” diyordu.
forumlar, genel forum sitesi forumadasi.com
Hz. Ebu Bekir, Ömer ve Ali ile birlikte bir grup Hz Hz. Peygamber’i korumak için onun etrafında bir halka kurdular. Ebu Dajâne vücudunu bir kalkan gibi korur Sa’d b. Ebu Vakkun da düşmana ok atıyordu. Talha b. Keder Messenger’ı düşmanın kılıç darbelerine karşı korur. Ubeydullah yaranın etkisi altına düştü. Bu arada, Mus‘ab b. Umeyr, İbn Kamîe tarafından şehit edildi. Bunun üzerine Hz. Muhammed Hz. Ali’ye verdi. Mos. Ab’ı öldüren İbn Kamîe, Hz. Peygamber’i öldürdüğünü düşündü ve Peygamberin öldürüldüğünü yaymaya başladı. Bu şiirin etkisiyle Müslümanlar panik içinde dağılmaya başladı. Bazıları şifreyi unuttular, birbirlerini öldürdüler ve yaralandılar. Bu arada, Allah’ın Elçisi, Allah’ın Elçisi’ni gördü. Malik, inananlar, müjde dedi! İşte Resulullah. Hz. Peygamber, etrafındaki Yoldaşları olmasına rağmen, Uhud’un kayalarına çekildi. Bu sırada Ebu Sufian ve arkadaşları kayalara doğru ilerlemeye çalıştılar, ancak Müslümanlar attıkları düşman taşlarını çıkarmayı başardılar. Savaş sona erdi. Ne var ki bu savaşın kesin bir kazanını olmamıştır.