
OLIVER TWIST çok iyi kalpli ve çok bahtsız bir çocuk. Annesi onun doğumu sırasında ölüyor, bu yüzden sevgisiz, yaşlı bir kadının yanında büyüyor. Dokuzuncu doğum gününde kimsesizler yurduna düşüyor ve hemen başına büyük bir bela alıyor (bakınız alıntı). Sonra bir tabutçu onu yanma alıyor, OLIVER orada bir çırakla kavga ediyor, (haksız yere) cezalandırılıyor ve Londra’ya kaçıyor.
Orada hırsızlık çetesi lideri FAGIN’in ve onun sokak çocuklarının pençesine düşüyor. Hırsızlığa çıktıkları bir gün BAY BROWNLOW’u soyuyorlar, o da OLIVER’dan (haksız yere) kuşkulanıyor. Ama OLIVER suçsuzluğunu (istisnai olarak) kanıtlayabiliyor ve BAY BROWNLOW onu yanına alıyor.
Bir gün OLIVER’m bu iyiliksever adam için bir şey yapması gerekiyor. OLIVER’m yolunu kesiyorlar ve FAGIN’in çetesine geri dönmeye zorluyorlar. BAY BROWNLOW (haksız yere) OLIVER’m onu aldattığını düşünüyor, OLIVER ise FAGIN tarafından MAYLIE ailesinin evini soymaya zorlanıyor. Bu sırada OLIVER vuruluyor. Kanlar içimde MAYLIE ailesinin kapısının önünde yere yığıldığında iyi insanlar (bir kez daha) ona acıyor ve onu iyileştiriyor.
FAGIN, başka karanlık tipler ve iyi insanlarla yaşanan birkaç gelgitin ardından OLIVER’ın MAYLIE ailesiyle akraba olduğu ve ayrıca BAY BROWNLOW’un bir arkadaşının kaybolduğu sanılan oğlu olduğu ortaya çıkıyor; ne büyük sürpriz! BAY BROWNLOW sonunda OLIVER’ı evlatlık alıyor ve her şey düzeliyor.
Kitap Hakkında Gerçekler
OLIVER TWIST başkarakteri bir çocuk olan ilk romanlardan biridir.
Yine de bu bir çocuk kitabı değil, çünkü bazı sahneler çocuklar için fazla vahşi. Dickens, İngiltere’deki toplumsal koşulları eleştirmek istemişti. Gerçekten de romanın yayınlanmasının ardından bunlar çok tartışıldı.
OLIVER TWIST kolay okunuyor, kitabın ne kadar eski olduğu düşünülürse (neredeyse 200 yıllık) bu önemli bir özelliktir. Fakat günümüzün anlayışına göre romanın bazı yerleri fazla uzun. Konuya giriş yapmak için çeşitli film uyarlamaları var (1948: FAGIN rolünde Alec Guinnes, 1997: FAGIN rolünde Richard Dreyfuss, 2005: FAGIN rolünde Ben King-sley), ayrıca çizgi filmler, radyo piyesleri ve Oscar ödüllü müzikal OLIVER da var! Ama tüm bunlar Dickens‘ın metnini okumanın yerini tutamaz.
Alıntılar
Please, Sir, I want some more.
(Lütfen efendim, biraz daha istiyorum.)
Kimsesizler yurdundaki çocuklar açlıktan neredeyse çıldırmıştı ve kura çekerek akşam OLIVER’ın daha fazla yemek rica etmesini kararlaştırmışlardı. Bu, OLIVER’a korkunç bir cezaya patladı.
“Please, Sir, I want some more” İngiltere’de dillere pelesenk olmuş, herkesin bildiği bir cümle.