
Hazar Hakanlığı ya da Hazarlar, 7 ve 11. yüzyıllar arasında, Hazar denizinin çevresinde hüküm sürmüş, toprakları Van Gölü’nden Karadeniz kıyılarına, Kiev’den Aral Gölü’ne, Macaristan’a kadar uzanan, kısaca Doğu Avrupa’da kurulmuş bir Türk devletiydi. 10. yüzyıla kadar genişlemeye devam eden ve Hazar Denizi’ne adını veren Hazar devleti, daha çok Halife Osman’ın başında bulunduğu İslam Devleti ve Sasaniler ile savaştılar. Bu devlet doğudan gelen Peçenek devleti tarafından oldukça zayıfladı ve Kiev Knezliği tarafından tamamen yıkıldı.
Hazarlar, gelirlerinin büyük bir kısmını ticaretten elde eden bir devlet olmuştur. Buna rağmen ihraç edecek fazla malları bulunmamaktaydı. En çok ihraç ettikleri mallar bal, tutkal, balmumu, un , kadife ve kürklerdi. Bununla birlikte ticaret yapan kervanlar ve gemiler vergi öderdi. Ayrıca Hazar Denizi’nden gelen gemilerden de gümrük vergisi alırdı ve Hazarlar, Müslümanların ve Rus tüccarların ülkelerinden serbestçe geçmelerine izin vermişlerdir. Bu tüccarların da bir çoğu bir süre sonra Hazar devletinin ticaret merkezleri olan İtil ve Sakşın kentlerine yerleşmişlerdir.
Hazar devleti, 8 ile 11. yüzyıllar arasında toprakları olan Doğu Avrupa’da tam anlamıyla güvenliği ve asayişi sağladıklarından dolayı tam anlamıyla Hazar Barışı çağı getirmişlerdir. Ayrıca Hazarlar birçok kavimle ve Türk topluluklarıyla büyük ticari ilişkiler kurmuşlar, tarım ve hayvancılıkta ileri bir seviyeye varmışlardır. Hazarlarda tarım ve özellikle ticaretin gelişmiş olmasına rağmen Hazarlar hayvan yetiştiriciliğiyle geçimlerini sağlamaktaydılar. Bulundukları coğrafya gereği etrafında nehir ve göller, otlaklar vardı ve bu da hayvan yetiştirmeyi kolaylaştırıyordu. Ancak giyim ve bazı alet ihtiyaçlarını Doğu Roma gibi komşularından ithal ediyorlardı. Ayrıca ihraç ettikleri kılıçlar, Ruslar tarafından da çok ilgi görmekteydi.