
Misak-ı Milli Kararları halkın iradesi sonucu ortaya çıkan ve kabul edilen bir maddedir. Aynı zamanda Misak-ı Milli Kararları Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesidir. Her şeyden önce bir meclis kararı olması Misak-ı Milli Kararlarının halkın kararı olduğunu gösterir. Türk milleti Misak-ı Milli Kararları ardından bağımsızlık duygusuna sahip bir millet haline gelmiştir. Tam bağımsız bir ulus olarak hakkı olan şeyleri bu kararlar ile alma girişiminde bulunmuştur. Misak-ı Milli Kararları demokratik kararladır. İlerleyen yıllarda Mustafa Kemal’in ve Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin dış politikadaki tutumları da bunu desteklemektedir.
Misakı Milli Kararlarının Kurtuluş Savaşı Açısından Taşıdığı Önem
Sonuç olarak Mustafa Kemal, tüm yaptıklarıyla, Anadolu’da parlayan bağımsızlık ateşlerinin yani Türk halkının kendi egemenliğini ve geleceğini kendisi yazacağını ve istiklal için din, dil, ırk, millet ayrımı yapmadan birlikte hareket edileceğini “...Osmanlı Devleti’nin temelleri çökmüş, ömrü tamamlanmıştı. Osmanlı memleketleri tamamen parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türk’ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son mesele bunun taksimini sağlamaya çalışmaktan ibaretti… O halde ciddi ve gerçek karar ne olabilirdi? Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da millî hakimiyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak!.” sözleriyle de vurgulayarak Kurtuluş Savaşı’nın lideri olmuştur. Bu mucizenin yaşanmasına öncülük ederek Türk milletinin kahramanlığını da görmemizi sağlamıştır.
Uzun bir sürecin, çeşitli görüşmelerin, alınan kritik kararların sonucunda oluşturulan Misak-ı Milli ise halkın büyük zaferi ve yeni Türk Devleti’nin temeli Kurtuluş Savaşı’nın diplomatik dayanağıdır. Ayrıca kuşkusuz ki milli egemenliğin devamlılığının ve mücadelenin motivasyonunun da en önemli kaynağıdır. Ek olarak da ilk kez Londra Konferansı’nda dünyaya duyurulan Misak-ı Milli, Lozan Konferansı’nda resmen kabul edilerek bağımsız yeni Türkiye’nin varlığı uluslararası alanda da tanınmıştır.