Forum Logo  

Anasayfa Forum Duyuruları Yönetim İletişim
 -
Geri Git   ForumAdasi.Com > Gezelim ve Görelim > Türkiye Üzerindeki Tarihi Yerler

Türkiye Üzerindeki Tarihi Yerler Ülkemizin gezip, görülmeyi kesinlikle hak eden tarihi güzellikleri; bu yerler ve mekânlar hakkındaki paylaşımları bulabileceğiniz bölüm.


Sultan Alaeddin Camii | Ankara

Ülkemizin gezip, görülmeyi kesinlikle hak eden tarihi güzellikleri; bu yerler ve mekânlar hakkındaki paylaşımları bulabileceğiniz bölüm.


Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu Yeni Cevap
 
LinkBack Seçenekler Görüntüleme stilleri
Alt , 19:42   #1
Çevrimiçi
Zeze
Zeze - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcıların profil bilgileri ziyaretçilere gizlidir.
Müze Sultan Alaeddin Camii | Ankara

Sultan Alaeddin Camii | Ankara



Sultan Alâeddin Camii, 12. yüzyılda Ankara'da İç Kale'nin girişinde, Selçuklu meliki Muhyiddin Mesud tarafından yaptırılmış camidir.

Ankara'nın en eski camisidir. II. Alaeddin Keykubad döneminde onarılmıştır ve bu yüzden “Alâeddin Camii” olarak bilinir. Osmanlı Sultanı II. Murat devrinde de onarım gören yapı, bazı kaynaklarda “Muradiye Camii” olarak anılır ancak halk arasında ve kaynaklarda “Alâeddin” ismi hiç terk edilmemiştir.

II. Kılıçarslan'ın oğullarından Muhyiddin Mesud'un Ankara'da hüküm sürdüğü devirde sarayla birlikte yapılmıştır.

Çivi çakmaların kullanıldığı sahte kündekâri tekniğiyle ile yapılmış ahşap minberi, doğusunda daha evvel inşa edilmiş eski Eski Camisi, batısındaki Selçuklu Sarayı, kuzeyindeki son cemaat yeri ve onun üstündeki kadınlar mahfeli ile sanat tarihi açısından önem taşır.

Tarihçe
Ankara Kalesi'nin 1073'te Türkler tarafından fethedilmesinden sonra 12. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar şehirdeki Müslüman nüfus fazla değildi, bu dönemde Müslümanların diğer İslam şehirlerinin pek çoğunda olduğu gibi genellikle terkedilen veya ortak kullanılan Bizans mabetlerinde ibadet ettikleri düşünülür. Alâeddin Camii'nin doğusundaki, 15.92 m. uzunluğa ve en geniş yerde 9.13 m genişliğe sahip, günümüzde üstü tamamen açık olan alan, Türkler'in 1073'te Ankara Kalesini fethettikten sonra yaptıkları ilk cami idi (Eski Cami). Hemen batısında bir de kilisenin bulunduğu düşünülen Eski Cami, iç kaledeki mekân darlığı yüzünden çok küçük ebatlı idi. Bu yapıdan günümüze gelen en önemli unsur üst yarısı tamamen yıkılmış olan ve iki kademe halinde derinleşen mihraptır.

Anadolu Selçuklu Devleti toprakları II.Kılıçarslan tarafından oğulları arasında pay edildiğinde kendisine Ankara toprakları verilen Muhyiddin Mesud, 1186-1204 yılları arasında bu şehirde yaşadı. Ankara'da hüküm sürdüğü dönemde şehirde bir saray yaptırdığı; günümüzde Alâeddin Camii olarak adlandırılan camiyi sarayla birlikte inşa ettirdiği düşünülür. Kıble duvarının batı ucunda bulunan ve küçük bir dehlize açılan kapıdan saraya bağlantı sağladığı ihtimali üzerinde durulur.

Caminin minber kitabesinde minberin cami ile birlikte yapıldığı ifade edilir ve Hicri Safer 594 (Miladi Kasım 1197) tarihi yer alır. Kimi araştırmacılar bunun 574 (1178) olarak da okunabileceğini belirtmişlerdir ve caminin girişine 1178 tarihi yazılmıştır.

Caminin kuzeyindeki son cemaat yeri ile üstündeki kadınlar mahfeli cami ile birlikte yapılmıştır. Anadolu'daki son cemaat yeri ve üst katta kadınlar mahfeli olan ilk camidir. Hacı Bayram, İbadullah, Ağaç Ayak ve Zincirli camileri gibi pek çok esere ilham vermiştir.

Muhyiddin Mesud'un bağımsız bir melik gibi hareket etmesi, kardeşi Rükneddin Süleyman Şah'ın şehri kuşatmasına sebep olmuştur. Uzun süren bu kuşatmada caminin ağır darbeler aldığı sanılıyor. 1204'te şehri teslim etmek zorunda kalan Muhyiddin Mesud öldürülmüş ve taht kavgaları sürüp giderken birkaç sene sonra Alâeddin Keykubad Ankara'ya sığınmıştır. Ankara'da iki yıl kalan Keykubad'in camiyi yenilediği kabul edilir. Ancak Keykubad, 1213'te şehri ağabeyi Keykavus'a terk etmek zorunda kalmıştır. Kalenin hemen bitişiğinde yer alan caminin bu kuşatmada da hasar görmüş olması muhtemeldir.

Yapı 361 yılında Sultan Orhan’ın valisi Sülü Paşa ve II. Murad devrinde 1433 yılında Şerif Sünbül Hatun tarafından onartılmış; II. Abdülhamid devrinde 1895 yılında tekrar onarım görmüştür. Cumhuriyet devrinde ise 1954 ve 1985 yıllarında da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır. Geçirdiği birçok tamirle aslî mimarisini epeyce kaybetmiştir.

Mimari özellikleri
Kıbleye dik olarak yerleştirilmiş dikdörtgen planlı düz tavanlı bir harim ile kuzeyde devşirme sütunlar üzerine yine düz tavanlı olarak inşa edilen bir son cemaat yerinden meydana gelir. Üstü ahşap düz tavanla örtülüdür.

Kuzeyde giriş kapısının iki yanında, son cemaat yerine açılan iki, batıda altta ve üstte üçer, doğuda altta üç ve kıblede üstte beş olmak üzere, toplam onaltı pencere ile aydınlanır. Ayrıca kadınlar mahfilinde de kuzeye açılan üç pencere bulunur.

Harimin kuzeyinde giriş kapısının iki yanında müezzin mahfili ve üstte de oyma kafes usulü ile yapılmış, giriş kapısı üzerindeki orta kısmı yarım daire şekilli kadınlar mahfeli yer alır. Mihrap, 1895 yılındaki onarımdan kalmadır.

Kitabeleri
Mabedin dışında mermere oyularak yazılmış dört satırlık imar kitabesi, kapı üzerinde üçer satırdan oluşan iki adet tamir kitabesi ve minberde yine imar kitabesi bulunur.

Sol taraftaki tamir kitabesi miladi 1361 yılı tarihlidir ve Türkçesi şu şekildedir: "Büyük efendimiz ulu Sultan (Tanrı mülkünü ebedi kılsın) cemaatinden Lulu Paşa 763 (hicri) senesinde bu mübarek camiyi tamir etti."

Sağ taraftaki tamir kitabesi miladi 1433 tarihlidir ve Türkçesi şu şekildedir: "Tanrı'nın mağrifetini dilemek için bu kutlu mescidi Mehmet Han oğlu Murat Han saltanatı günlerinde Şerife Sünbül Hatun 837 (hicri) yılında tamir ettirdi."

Minberi
Mabedin minberi, dönemin ağaç işçiliğini taşıyan en güzel örneklerdendir. Ceviz ağacından oyularak Çivi çakmaların kullanıldığı sahte kündekâri ekniğiyle yapılan minberde sekizgenler arasına yerleşen yıldızlar ve baklava şekilleri içerisinde rumi kompozisyonlar görülür. Minberin merdiven kapısı üzerinde dendanlı geometrik şekiller haricinde iki hilal motifi görülür. Bu kapıdaki kündekarî zamanla yıpranmış ve geçmeleri hasar gördüğünden çakılmıştır.

Minberin yanında bulunan kitabeye göre minberinustası, Marangoz Ebubekir oğlu İbrahim Rûmî'dir.

Minberin 15. asırda yapılan ikinci tamiratında kalan pencere kanadı ise Ankara Etnografya Müzesinde sergilenmektedir.

Minare
Caminin minaresi kuzeybatı köşede camiden ayrı, kare planlı, kesme taş bir kaide üzerinde yükselmektedir.1433 yılındaki onarımda inşa edildiği sanılır. Silindirik tuğla gövde üzerine yumuşak beyaz taşla yapılan minare tek şerefeli ve 30 metre yüksekliğindedir. Tuğla gövdenin altında ve üstünde birer taş bilezik dolaşmaktadır. Taş korkuluklu şerefeye kirpi saçaklarla geçilir. Peteğin üstü kurşun külâhlıdır.

Çeşme
Caminin kuzeybatı köşesinde, son cemaat yerinin sokağa bakan cephesinde, caminin korkuluk duvarı içine gömülmüş durumda, sağlam olmasına rağmen bugün suyu kesilerek kullandırılmayan, dikdörtgen şekilli bir eski çeşme bulunmaktadır. Suyunun taşıma usulü ile temin edildiği, cemaatin abdest alması için namaz vakitlerinde suyun özel bir tesisatla salıverildiği sanılmaktadır. Çeşmenin üzerinde ayrıca isteyenin her zaman tasla su içmesini sağlayan sebil bulunur. Bu çeşmes-sebilin Selçuklular devrinden beri mevcut olduğu sanılmaktadır.




To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.



To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
  Alıntı
Yeni Konu Yeni Cevap

İçeriği Sosyalleştir

Etiketler
alaeddin, ankara, camii, sultan


Şu anda bu konuyu görüntüleyen etkin kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 konuk)
 

Gönderme Kuralları
Konu açma yetkiniz yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti ekleme yetkiniz yok
Mesaj düzenleme yetkiniz yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Saat: 10:23.

Forum Bilgileri
Hukuki Aydınlatma Metni
ForumAdası, tüm hakları saklıdır.

Kurucu: Jön TüRk
Forum Sorumlusu: Zeze
Geliştiriciler: Regex & Cry
Tasarımcı: Mango

Powered by vBulletin® Version 3.8.6
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

Altyapı bilgilerini okuduğunuz vBulletin yazılımı ForumAdası üzerinde lisanslı kullanılmaktadır.
ForumAdası; internet ortamında kullanıcıların içerik üretmelerine, bu içeriklerin de önceden onaya tabi tutulmaksızın yayımlanabilmesine olanak sağlayan bir forum sitesidir. Forum siteleri, tıpkı sosyal medya ve interaktif sözlükler gibi 5651 sayılı kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının "m" bendine göre Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermekte olan, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten platformdur.
5651 sayılı kanunun 5. maddesine göre yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Başka bir deyişle ForumAdası üzerinden yapılan yazılı, görsel ya da işitsel paylaşımlardan doğabilecek yasal sorumluluk, mezkur içeriği paylaşan ForumAdası üyesi gerçek kişilere aittir. İlgili kanunun anılan maddesinin 2. fıkrasında da çok açık bir biçimde öngörüldüğü üzere; yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
Açıklanan hukuki dayanaklar temelinde, hak ihlâli iddiasında bulunan hak sahipleri İLETİŞİM linkinden yer sağlayıcı ForumAdası yöneticilerine ihtarda bulunarak bahse konu hususu tebliğ etmeleri halinde incelemeler yapılıp, en geç 2 gün içerisinde gerekli işlemler tesis edilecektir.

5101 sayılı yasayla degişik 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince ForumAdası üzerinde telif hakkı bulunan MP3, video vb. eserlerin paylaşımı T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hak sahipliği verilmiş olan MÜ-YAP tarafindan yasaklanmış olup, yasal işlem olması halinde, paylaşan kişi ya da kişilerin bilgileri gerekli kurum ile paylaşılacaktır.